Renklere bürünmüşüm,
Bazen zift karası gibi,siyah içim,
Bazen bir pamuk tanesi kadar,beyaz,
Renklere bürünmüşüm,
Bir resim tuvalinde,
Kah, güneşin kızıllığında,
Falında çıkanları,
Rüyanı yıkanları,
Canını sıkanları,
Sakın ha hayra yorma.
Yanında duranlara,
Kuytu bir köşede,
Bir çocuk ağlıyor,
Sokakta.
Elleri üşümüş,
Gözyaşları henüz,
Yanakta.
Bir böceğin,
Bir çiçeğin,
Bir damla suyun,
Kıymetini bilmeyen,
Küçük insanlık,
Son böcek ölmeden,
Öfkelere kapıldım,
Yüreğimden kalemime akan zehir gibi,
Döküldü,beyaz zemine,
Çıkmaz lekeler gibiydi sözcükler.
Dönüş nafile, bendini aşan nehir gibi,
Sel oldu cümleler.
Eğer ki benim karanlığım senin aydınlığın,
Benim çıkmazım senin çıkarın,
Benim üzüntüm senin sevincin olacaksa,
Varsın olsun ne çıkar.
Benim günahım senin sevabınsa eğer,
Sandılar vazgeçtim ,
Bir an ben senden,
Vazgeçmem çıkmadan,
Bu can bedenden.
Engelleri bana,
Aştıran sensin
Yaşamak güzel be gülüm,
Göze aldıysan eğer ağlamayı,
Yaşa be gülüm,bırak darılmayı.
Sevmek güzel be gülüm,
Göze aldıysan eğer kırılmayı,
Sev be gülüm,bırak sorgulamayı.
Ne kadar zor,
İçinden geçenleri yazmak,
Belli bir yaştan sonra,
Önce üşenmemek gerek,mesela,
Eline kağıt kalem almak,
Başına geçmek bilgisayarın,
Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak,
Herşey bulanık herşey flulaşacak.
Tıpkı ufukta kaybolan gemiler gibi,
Gittikçe uzaklaşacak kaybolacak herşey,
Ezbere bildiğin yüz hatları mesela,
Unutulur olacak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!