Bir güneş doğdu bu gün,
Yalnız sevda bahçelerine.
Ben, karanlıkta kaldım,
Düşmedi sevda nasibime.
Bin günümü bir gün yapıp,
Sararan yapraklar var, mevsim sonbahar,
Çehreler asık, burada ötmüyor kuşlar...
Neşe kalmamış gibi, etrafta sessizlik,
Sokaklar bomboş, etraf; koku, pislik.
Acaba sonbaharın âlâmeti mi böyle?
Yaprak düştü... peki bu mâtem, bu çile?
Bir ağıdım olsun dilimde,
Yanık türkülerimin sadeliğinde,
Göz yaşlarım için bir sebep;
Yüreğime seğirten sevgin bir de….
Bir kapı aralansın umut deryalarında,
Sen de görürsün rüyaların da öldüğünü,
Deniz, simsiyah bir çelenk koyar önüne.
Gökyüzü kızıla çalar o vakit,
Yer, kül rengine döner umutlarınla birlikte.
Nere baksan saldıracağı tutar hatıraların,
Kendinden bile korkarak sıvışmaya yeltenirken,
Bir yanda zelzele bir yanda tufan,
Mevsim kışa tesadüf, böyle görülmez Turan...
Kahır, keder azme susamış gözlerde,
İçin için hınç tüten yürekler var her yerde.
Tırnaklar demirden yontulmuş hatta;
Bir kızartı bile yok, tan yeri ağarırken şafakta...
Üzülme Sarıyakutoğlu,
Ne zaman buldun ki mutluluğu?
Hangi isteğine 'evet' dendi?
Kim incitmeden kaçındı seni?
Üzülme Sarıyakutoğlu;
Adları; kominist kürt partisi iken;
Ermeni kırması, Yahudi uşağı bit’tiler.
Eşkiyanın bile bir haysiyeti varken;
Onlar hem eşkıya, hem it’tiler.
Yirmibeş yıldır inlerde sinip,
Ateşlerde yanan bir dal,
Cızırtısız; çıtır, çıtır.
Gonca güllerle yoktur ara,
Ağzından dökülen; hüzün, acı.
Safi karanlıklardan dost.
Yürürken uyukladım,
Yağmura inat
Şimşekler çakar beynimde….
Zalimane hesaplar boyu,
Bir yudum masumluk aradım,
Sevgi diyorlar, sevda diyorlar,
Kavrulup bir ateşte yanma diyorlar.
Umutsuz bir yolculuktur çıktığın,
Bahtın kara olur, yapma diyorlar.
Aşk koymuşlar adını, belki sevi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!