Bir meltem eser sanki doğudan,
Ilık tenini getirir hayalime.
Ve bir yaprak kopar dalından,
Salınarak iner topraktan sevgilisine.
Azgınca söker ne varsa bağrımdan,
Gülüşünde güller açar,
Ruhuma esenlik saçar,
Eğilir yüreğimdeki dağlar,
Gülünü değişmem cihana.
Gözlerinde gelirim cana,
Hayrola, Hacı Ağa?
Bir şeyler arar gibi bakıyorsun.
Anlaşılan yitirdiklerin var insanlık namına.
Umutsuz ve sönük ağlıyorsun.
Bu halinle beynini kaplamış inilti,
Özlediğim aşkımsın,
Kalbimin köşesinde,
Mısralarıma yansıyan sevgi gibi,
Birden bire.
Taa yüreğimden sökülüp gelen,
Son haykırışın bu değil,
Islak bakışlarla anlattığın.
Saatler belirsizliği gösteri zaten,
Bir hatıra ki umursamazlığın.
Karanlık köşelerin tavrı bu değil,
Ve bir gün koştuğunda yürekten,
Bana yalnızca sevgi getir.
Hatta kendin gel, sade, gerçekten,
Mutluluğa çalaran rengi de getir.
Denizdeki kum fırtınasından,
Neyin var?
Üşüdün mü?
Karnın mı aç yavrum?
Bir dilim ekmeğimin yarısı senin.
Belki de hepsi... ne diyeyim?
Yırtık kabanımı da vereyim,
O yalnızlığı kendine sor,
Kendinde ara içindeki savaşı,
Neden suskunsun, neden yalnız?
Hatta neden hep hüzünlü?...
Susacağın yere konuş dilim;
Yine haykırıyor dingin, sessiz dalgalar,
Duyumsuz kulağımda balyoz gibi iniltisi.
Bu genel sineme, kaçıncı uzun bahar?
Berraklığa paydos etmiş turnanın sesi.
Çarpmakta göğsüme ılık bir rüzgar,
Derdimi dindireyim diye geldim.
Bu yolda bir müddet ömür verdim.
Bazen takıldım yollarda,
Bazen adresini sordum...
Şimdi yanındayım, burada.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!