Ölüm değil, acı veren kader bu,
Hasret çekmek asıl olan keder bu.
Dönmez giden döner diye gözleme,
Hangi yürek dayanır bu özleme?
Dünyayı dolaştım da,
Gönlümce gezemedim.
Her buluttan nem kaptım,
Vefayı sezemedim.
Yıllarca yaşadık az da olsa haz mı aldık;
Gülüp oynadık mı, türkü söyleyip saz mı çaldık?
Doluya koyduk almadı, boşa koyduk dolmadı,
Gönlümüze göre bir hayat bilmem niçin olmadı?
Uğrunda ölümü seçenler bilir;
Köprüyü görmeden geçenler bilir.
Rabbimin verdiği güzellikleri,
Şehâdet şerbetin içenler bilir.
Güzellikler bahçenin gülünde midir?
Ayrılık bülbülün dilinde midir?
Kavuşmak gecenin karanlığında,
Yankılanan, sesin telinde midir?
Durmadan kaşıyorsun, hem beni, hem de seni…
Bir türlü biz olmadık unutmadın sen beni.
Karanlık fikrinde mi, ihanet ruhunda mı?
Vicdanın pas bağlamış tanıyorum ben seni.
Elbette geçecek keder diyenler;
İsyana, Yaradan ne der diyenler.
Her iki cihanda mutlu olanlar,
Sabredip, şükredip kader diyenler.
Hatıra defterimde
Üç satır yazın kaldı.
Gidip de dönmediğin,
Yollarda izin kaldı.
Zalimlerde mazlumların âhı var,
Iraklının feryâdı var, vahı var.
Gününü gün eden Ortadoğu’da,
Ahlâksız güruhun maşallahı var.
Güzel olan baharı mı, sonbaharı mı ömrün?
Mutluluk kârsa, mutsuz olmak zararı mı ömrün?
Yaz gününde üşüyenin ne beklenir kışından?
Beşikteki günler yoksa tek baharı mı ömrün?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!