Yorgun gözlerimin son eşiğinde
İnceden tatlı bir hayalim vardı
Köhne eski bir zaman beşiğinde
Gecenin zifiri karanlığı saklı
Aynalar kırık gözlerim duman
Bana bir gül ver yıllarca solmayacak
Ve bir parça bez şu yaramı saracak
Bir mum istiyorum gecemi aydınlatmak icin
Bir kaç damla gözyaşı arkandan ağlayacak
Bana cesaret ver tüm dünyaya haykıracak
Yıl 1945'ti
Dedemden kalma hırka karşımda duran leşti
Hayali canlanır toynakları kır atın
Soru versem zamana ben neyim bu hal neydi
Karanlık pencereme tarih denen dul düştü
Savrulup gidiyorum vakitsiz seherinle
Karşıma çıkıyorsun ansızın hayalinle
Bazen ateş oluyorsun düşüyorum içine
Bazen sessiz bir nefes esiyorsun tenime
Kaçıyorum kendimden buhranlı gecelerde
Kara toprağın ardında saklı bizim sırrımız
Ufukta kanlı şafak göklerden koptu ateş
Bir boşlukta haykırır döner şanlı çarkımız
Açıldı tüm kapılar yollar bana çilekeş
Bir yokuşun başında dizlerime dolanan
Yoldayım karanlık bir yol ortasında
Her adımda kaybolur ellerim ellerinde
Kanım pul pul çekilir hiçliğin aynasında
Al götür beni benden kala kaldım köşede
Yol uzun, hep bulanık ve ben tek başımayım
Yollar biter, ben yürürüm, ben yürürüm yollar biter
Varsın sabah olmasın sokaklar bana yeter
İçimde yitip giden hoyrat o katil kelimeler
Yollar biter, ben yürürüm, ben yürürüm yollar biter
Ayak sesim yankılanır peşimde hep gölgeler
Bir kıyıdan çekildi alev salkımı dalga
Nerde başladı bitti bin yıllık koca dava
Tarih denen kalpazan mezar mezar gezerken
Küllerinden doğacak koca Zümrüd- ü Anka
Sarıldıkça boşlukta göğe yükselen eller
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!