Gözlerin aklımı hesaba çekiyor
Gözlerin ufkuma adını dikiyor
Bakışların
Uzak iklimlerden kalbime
Coşkun bir nehir döküyor
“Gündüz rüyası” gözlerin
Durdum, duvar oldum.
Duvardaki,
İçimden çekti saatleri…
Yüzümde kan rengi bir mevsim,
Gözümden yaprakları düşer,
Bir takvimin…
Göz nem kapıyor
Her sarışın hayalde
Çiğ dem tutuyor
Yaprağında sabahların
Göz nem
Yokluğun yıkıyor yüreğimin limanlarını
Yokluğun yükü biniyor her gemiye
Soludukça bu kentin dumanlarını
Bir ben bir yokluğun kalıyor geriye
Yok mu aksime vuracak bir ses
Acılarımızın küllerinde doğdu bu aşk
Yazgısı başından belliydi
Biz görmezden geldik
Kısa süreli bir takvimin
Yapraklarını koparmak istemez gibiydik
Kıydım birikmiş onca hatıraya
Ağrılar dinsin diye
Tuzla sardım her yarayı
Onlardı
Deniz gözlerinden kalmıştı bana
Yakup’un yağmuru dökülür gözümden gel
Sabrım kaç coğrafya gezdi
Gurbeti buldun da vuslatı unuttun mu?
Gözlerimde Yakup’un yağmurusun
Beklemek kaç mevsimli takvim ki bitmiyor
Işıklarıyla boğazı hançerliyordu Üsküdar
Gözlerinle beni sen yaralıyordun
İlişiyordu bakışlarınla bir sır
Susmalara rehin oluyordu her yaralı kelime
Bilinmez seslerdi çağıran ansızın
Aşk çıkmaz sokak bulur kendine
Şehir onundur
İkimize birden uğrar
Kalpte yangın
Aşka oyundur
Her gün binlerce dilek
Temenniye dönüşür kapı eşiğinde
Yollar ve insanlar kavuşur bulvarlarda
Susmalar şarkı kelimesizlik mecaz olur
Merhabaları eskitir otobüsler
Dostlar...
Bu Sütçü'nün sütü temiz.İyi maya tutmuş,.tebrikler....