Kaç güz yaşadım bir bilsen
Kuzeyin gün görmeyen
Kuytu köşelerini, içimde
Titreye titreye biriktirdim ben
Hayattan bana kalan
KITMİR
Uykularımı hançerleyenler;
Ninnileri dilsizlere ezberletir,
Sessizliğin müziğini ,
Sağırlara dinletirsiniz.
Mani değildir en koyu karanlık
Gözlerindeki mehtabı görmeme
Hüzünle saçlarına düşen aklık
İlmek ilmek melik örmeme
Mani değildir tarumar fidanlık
Öyle bir gel ki, ansızın, şaşıp kalayım
Elim ayağım, sevince gark olsun alayım
Elini elime alıp gözlerine dalayım
Öyle bir gel ki, olsun benim balayım
Öyle bir gel ki dursun ayrılık saati
ÖYLE GİT
Gönül sevda ateşleri içinde yanarken nerden çıktı bu ayrılık
Gel nefesim ol, can ver bu bedene bad-ı saba gibi es ılık ılık
Sensiz bu beden cansız gibi ne ölü ne diri yok bi farklılık
Uzatma zamanı, gideceksen saati ayrılığa KUR da öyle git
PANKART
Vakit geldi gidiyorsun Kardelenim
Mazide gizlenip ansızın gelenim
İnan çarmıha geriliyor bedenim
Bu kalabalık ne diye sormuyorsun
Gözlerimi yumuyorum, karşımda hayalin
Bana bakıp tatlı tatlı gülümsüyorsun
Uykuya dalıyorum rüyamda en güzel halin
Papatya olmuş beyaz beyaz açıyorsun
Uyanıyorum adın düşüyor aklıma ilkin
POETİKAM
Ben bir kelime işçisiyim,
Mısralar örerim,
Şiirler boyunca
Harf harf.
Taş nasıl örülürse
Kimsin, Nesin Sen, tanıyanın bilenin var mıdır
Can taşıyanın seni yaşamaması ar mıdır
Nesin, melek misin şeytan mısın yoksa ins misin
Her yerde nişanelerin duman mısın sis misin
Ne yapsam ne etsem olmuyor bir türlü
Ne zaman yanına varsam hep hırgürlü
Böyle mi olacak ilişkimiz pütürlü
Seni uzaktan sevmek daha güzel
Birbirini seven iki ayrı beden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!