Mesut Murada Erdi Maksutun Sesinde

Hakan Tokak
8

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Mesut Murada Erdi Maksutun Sesinde

Mesut, murâda erdi, Maksut’un sesinde,
Sesi; kalbinde, nefesi; ince nefesinde,
“Küçük, kuru, kara.” dedi… anlattı,
Dostları “böyle olur.” dedi, ona hatırlattı,
Hatırladı… Giderken bir hayalin peşinde,
Hiçbir çocuk, doğmaz, otuz beşinde,

Dünyadan bir derdi olmayınca başında,
Varlığına inat yaşar çocuk, onun dışında,
Hayat; bir denize benzer, hırçın dalgalarıyla,
Koca limanlar yapılır; çocukların minik kollarıyla.

Kaderin büyük olmalı senin; şimdiden bilinmez,
Ağır bir yükün olmalı senin; şimdiden görünmez.
Ufuklar, ruhundan, hep küçük olmalı,
İğne deliği, nefsinden büyük kalmalı.

Ezanın ardından...
Biraz da O’na okumak istedi; bu anlaşılmaz dünyayı,
Çünkü; kalkınca bulamayacak; kundakta, gördüğü hülyayı,
Heyecanla O’na; hayatı olduğu gibi, anlatacaktı,
Dün doğmuş çocuğu, bugün hıçkıra hıçkıra ağlatacaktı,

Derince içinden geçirdi; keşke kolay olsaydı;
Kollarımda seni taşımak kadar, bu koca dünyayı,
Küçüktür, görmez gözlerin, şimdi neler taşıdığımı,
Minik kalbin taşımaz; bu yıl neler yaşadığımı.

İstedi ki; O’na, içinden, her şeyi sormak,
Kaybolan hakikati, onun temiz kalbiyle bulmak.
Çok bilenlerden, çok dinledim ben Hakk’ı, ziyadesiyle,
Hakk’ı bilmek istiyorum, yalansız, ivazsız, en sadesiyle,
İnsan, hakikati ne zaman görür yahut görmek ister?
Şehit, vatan için neden ölmek ister?
Tekerlek mi olmak, koltuk mu; yoksa üstüne oturmak mı marifettir?
Her şeyi görmek mi, kendini bilmek mi fetanettir?
Cephede savaş neden izzet, içerde kavga neden ilettir?
Bu neyin kavgası? ... Nefisler neye emanettir?
Diller unutmuş; yaratılış gayesini,
Bırak, şeytan anlatsın kendi hikayesini.

Zaman bitmek üzere, haberimiz yok gibi,
Hayatımız girdap olmuş, galiba yok dibi.

Geçtikten sonra ömür, tefekkürün yok gayesi,
Sen kundakta sor, bilerek yaşamak; en iyisi.
Şimdi usul usul büyü de kollarımda,
Sonra, hızla koş, Hakk’ın yollarında.
Her çocuk büyür; güzel bir annenin güzel bir türküsüyle,
Doğrulup, yürümesi, babanın övgüsüyle,
Şayet, insanlık uyanmazsa sûrun sesiyle,
Babalar, evlatlarını uyandırır kendi sesiyle,

Koşmayacağım, akrep, yelkovan izlerinde,
Zaman, artık oğlumun siyah gözlerinde.
Evlat; babanın gözü, eşi; yüreğidir,
İkinizin mutluluğu; baba olmamın gereğidir.
Baba söylemez… O sever gözleriyle,
Babalar hiç ölmez, yaşar sözleriyle.

Her evlat için, babası olmaktır; hüner,
Başlayan bir ömür, bu yolda biter,
Yüreğimle beslediğim minik sürgün,
Çabuk büyü, sen büyü de bir gün,
Her baba gibi devredeyim hayat nöbetimi,
Ruhun ruhumu yaşatmalı, bedenin bedenimi.
Ben; her baba gibiyim … Evladım; umudumdur,
Allah’ım iki cihanda aziz eyle; bu biricik Maksut’umdur.

Hakan Tokak
Kayıt Tarihi : 16.7.2007 05:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hakan Tokak