Meşhuru ,Meşhur Menşura Eden Kentsin Şu ...

* Meşhuru ,meşhur Menşura kentsin.Yıldızların takviminden bir bir gecelerin dökülür.
-Evvellerim yıllardır senin için aşkı barışa çağırmakta. Bir zaaf sınırından, başka zaaf uçurumuna giden meçhul olmaktan kurtardın.
-Üstüme bir aşk üstlüğü aldın.Sevgi şıklığımı gördü herkes. İçimde başka yaralardan kalma buzular vardı.Seninle eridi.İçim şimdi sonsuz nur kadar ışıltılı.Kutsi bir arınma gibi içimin dehlizlerine hizmetkarlık yapan Meryemsi, merhemsi bir halin vardı.
-Aşk halden hale girmektir.Seninle halden hale, aşktan aşka, yaşamdan yaşama kopuyoruz.

-Sefil bir yalnızlığın lorduydum. Hani kendimce Lord…Oysa lordlar kamarasında dalgaları izlemek hayattan ….Ama aşkın prensi olup
Sevda prensessinle dünyalar, güzellikler, sevmeler, özel anlar yolculuğu yapmak güzelliğin son tanımıymış meğer.
-Hayal zenginliğimin sahibesisin. Gerçeğime aşılı sözlerin yeşerdi.Yarın çok şey var beraber yaşanmaya.
-Sessizliğin şıkkını işaretleyen, bensizliği cevap olarak yazan uzak kalışları denemeden çıkardım.
-İncinmiş bir incelik gülüsün.Solduramam sensizliği.Gül kokun her zaman içimde zaman olarak kalmalı.
İçimdeki çocuk, içindeki kızı sordu. Nasıl içsel kıpırdayış aşka mı
Kararsızlığa mı kımılı?

Antika umutlarımı senin için çıkardım gönül sahafıma. Bedava alıcısı çok olan sevda kitabı değilmişim. Meğer yüreğim kendine tarih, büyük aşklara yenileniyormuş.

Göbek bağımda yedi göbek aşıklık istida var.Son Mecnun artık benim.İstanbul benim için çöl.Ve yüreğine yolculuğum devam ediyor leyli gecelerde.
*Duamsın. Ellerim açtım. Güzel niyetlerin lezzeti için seni izzet-i nefsime teslim etmeye geldim.

-Aşk doğum lekesi gibi kalbimde izinle kalıyorsun.Bir bebek gibi büyüdün içimde. Bir ömre sığmayacak kadar avuçladın dünyamı.

-silinmeyecek …
Hep bilenecek.
Hiç unutulmayacak….
Kaderi kader mıknatıs kılacak…
Bakiliğimim sakisisin Şulenar…

İçimde seninle giydirilmiş bir içlik.Hoşluğunun boşluğunu tümlüyor.
Bir ben kumaşıyla seni giyip sevdalara cümle yoldaşı oldum. İçimdeki sensizlik çıplağını kapatacak yürek kumaşı yok.
-Gelererek,severek, sarılarak, masumluğu aşan anlar yaşatarak sensizliğimi örtmelisin Şulenar.

Seni incitmemek için inceliğini inci yapıyorum. Seni kırmamak için kırılmışlığın kırlangıcı olup gönül pencerene konuyorum.
-Mutluluk göz yaşları dışında ağlamayasın diye Serçe olup ömrünün en güzel yerine yuva yapıyorum.Biliyorsun serçeler ağlayınca ölürler.Bu yüzden ölümsüz damlaların sınırında sinirlerimi paketledim.Gayrı seninle, gayrı sensizliğinle, hayalinle ve en çok bana sunduğun helalinle lal oldum sana.

İçimde putlarını dikmiş güzeller var. Beni sevda putperesti yapmaya çalıştılar. Oysa ben sözler, güzel niyetler, iyi ilimler, ilerici bilimler kelamcısıyım.Ne anlarım güzellik putundan.Ben İbrahim’in aynasıyım, Nemrut’un kızı gönlümde putlarını dikemez adın kadar emin olmalısın Şulenar.
-Hakikate teslim olduğum algılar şehrinin sultanıyım. Seni de en doğru olguların sahiline aşktan ötelerle taşımaya geldim.

Düştüğüm hakikat kuyusunda Yusuf’a günümüzün aşklarını anlatıyorum.
Yusuf:
-Herkes kendi hesabının temsilcisi.Misaller sana derstir.Senin aşkın ne kadar aşk? Senin Züleyhan ne kadar Züleyha… Meyli var mı sana. Bu meylin meyini içip dipsiz kuyulardan, ömür dolu yarınlara yakın mısın?
-Onun kucağında alıp yarın seninde kucağına benzerini sunmaya geliyorum diyebiliyor musun?
-Aşk sevdiğinin kucağına, ona benzerini sunmaktır.Beni Yusuf kılan oydu. Züleyha zor ulaştım; ama Züleyha birden iki oldu.Ben ikisini de aşk kadar sevdim.

Evet, Yusufluğum bu fikrin ocağında.Bir papatya beyazlığından, şuleler kentine geldim.
Mihrabımda senin sevgi vaazın.İmam benim artık.Bütün cemaat içsellerim.
Aziz Kardeşlerim,
Alın yazıma yazılmış bir aşk var. Yüreğimde şuleler var.İçten içe yanıyorum.Beni oyalarıyla nakışladı.Bir bebek aynasında hayal kundağını gördüm.Ömrümü ona güneş kadar yakın ve aydınlık kıldım gayrı onunla her özlemi yaşamaya kadericiyiz…Bileseniz…