Her şeyi sadece o bilirdi,
Her şeyi bilenin dışında...
İhtiyacım olan bir yılgı veyahut ayrıksı bir düşünceye hiç rastlamazdım onda.
El damarları kıvıl kıvıl canlandığında
Lahuti sesler çıkardı diş aralarından.
Pusardım bir pencerenin altına.
Yumuşak sesler, sert sesler
Çok sert sesler, fısıltılar daha sonra...
Gece ilerlerken meşhur yasaklardan başlardı konuşmaya.
"Çayla bizi düdük" yankısıyla seğirtirdim mutfağa.
İlk o mutfakta kullandım "yerle yeksan" ikilemesini
Bana yakıştı da.
Kösnül duygularıma çiçekler serpmeye başladı:
Çarkıfelekler, zambaklar, kasımpatılar, nergisler, sümbüller, menekşeler, leylaklar, şebboylar ve ateş çiçeği...
Bu çiçekler o kadar çoğaldı ki
Güzel bir kabre dönüştü nihayet.
Beni ıskartaya çıkaran bu eziyet
Ancak şairlere emanet.
Kayıt Tarihi : 25.11.2021 22:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Haluk Bey tam da yapmak istediğim şey bu.
Kutlarım....
TÜM YORUMLAR (15)