İstanbul ne kadar saklı, bu ülkenin hangi gökyüzündedir aydınlık
ya senin yangın kızılı ürkek bakışlarındaki,
o çok daha farklı bir ışık …
sarı Cavit ’i ben tanırım, sana anlatmadım ki, nereden bileceksin
okunmamış yüzlercesi arasında, sadece bir tanesi ona aittir defterlerimin
bab-ı ali yokuşunu en hızlı çıkan adam ve kulağı da delik öylesine
tan matbaası yakılacak der birazdan, yazar verir bir kağıt parçası üzerine
ve dediği de çıkar ki hem de nasıl, toz duman içinde kalırız birden
iyisi mi şimdi biz biraz daha kenara çekilelim, meserret’in penceresinden
………….merakla bakma gözlerime öyle, ben o tarihte daha doğmamıştım
ne milliyetçileri, ne komünistleri ve ne de sertel’ leri henüz tanımamıştım
ben bu otele, çok önceden giriş yapmıştım….
bilirim verdiğim sözlerden uzağa konduğunu uçurduğum kuşların
ama ben geldim demen yok mu her ziyaret gününde,
böyle ne güzel olmuş saçların …
muhbir kuşum da çok yakışmış, bu siyah lüks otomobilde kaportaya
fatih’li, aksaray ’lı şık hanımlarla beraber, binecek değiller elbet tramvaya
balo adresi kanuni esasi kıraathanesi, ama öncesi ermeni patırtısı
kan gövdeyi götürecek şişhane yokuşunda, şimdiki hedef Osmanlı Bankası
sesler buraya kadar gelecek, karışıp mavnaların kara dumanlarına
galata ‘da kaç garip çımacı düştü sulara, kimlerin kanları aktı kaldırımlara
………….yan gözünü kaçır üstümden, doğumuma yarım yüzyıldan fazla var
ama bütün sancıları yükleyerek harcına, gene benim için örülüyor duvarlar
lazzaro’nun kumaşlarına da hiç benzemiyor parmaklıklar ….
bana neden inanmadığını söyleme, getirdiklerin neyse ona bakalım
nereden buldun antikası sararmış bu reji paketini,
haydi sigarayı birlikte yakalım ….
herkesin silahı elinde artık, şarjörler boşaldıkça sallanıyor iktidarlar
her omuz vurulan kapıda biraz daha donuyor, yarının içinde saklı çocuklar
dinle nal sesleri nasıl yazıyor takvimlere, ortalığın gene karışacağını
Enver sürmese de beyaz yeleli atını, unutmayacağız Allahüekber dağlarını
bir küçücük kız çocuğundan duydum, bab-ı ali ’nin işgal edileceğini
ben onun yalancısı hiç olmadım, ne dedi ise yaşadım tanıklığı ile söylediklerini
……………işte bundandır çile doldurmam doğmadan çiçeksiz duvarlar arasında
benzeri suçlara fail olup hükümler giyişim de, hep sürecektir tarihler boyunca
başka türlü okunmuyor kitaplar, bu topraklarda yazılınca……
Kayıt Tarihi : 7.7.2008 08:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sirkeci-Meserret oteli, Tepebaşı-Kanuni esasi kıraathanesi, Bir zamanlar İstanbul. 1945 Tan matbaası baskını, 1896 Osmanlı Bankası baskını, 1913 Bab-ı Ali baskını Her zamanki gibi güzel ülkem Hala sürmekte mahkumiyetim, suçlu daima ben …. İyi ki sen geliyorsun ziyaret günlerinde, beni daha çok bekletmeden
![Cevat Çeştepe](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/07/07/meserret-in-penceresinden.jpg)
İstanbul hep aynı İstanbul, her dönemde dertli, her dönemde çileli. Meserret'in Penceresinden de baksanız, Kumkapı'da Yakomoz'da da salınsanız. Aynı dert ve aynı bela gelir bulur sizi bir postacı inatçılığıyla. Kutluyorum. Zamanda yolculuk yaptırdınız. Değişim ne güzel olurdu, eğer değişebilseydik.
bizden önceye can katar
yazık ki göçtüler seni anlaması muhtemel olanlar
ne sarı,
ne masumiyet simgesi kız;
söylemedilerse ben söyleyeyim
birer birer eldeğiştirecek
ülkemin kal'ası
olsa da olmasa osmanlı bankası
bir uyutmacadır tefrikalar, kitaplar
br perdedir türbanlar, bir gölgedir insanlar
birileri maşadır, bağrımızdaki köze
bakmayız öze
kiminin parası kiminin duası
elde avuçta ne var
32 tp
Şiirin başından okumaya başladığımda gençlik yıllarım aklıma geldi. Anılarımı tazelediğin için teşekkürler.
Anılarımızın penceresi ne çok şeyler anlatıyor. Gözümüzün önünde oyuncak haline getirilmiş insanlar. İnsanlar içinde iktidar hırsıyla oraya buraya saldıranlar.
Kavgalar, dövüşler, tartışmalar.
Özetinde halkı düşüneni görmedim ben. Her biri iktidara gelince bal tuttular.
Sizi kutlarım. teşekkürler.
TÜM YORUMLAR (95)