Şimdi,
bir futbol sahasının içindeyim,
bir martı, bir kedi ve kendimle baş başa
tam ortasında, kendimden uzak ve bir başıma.
Annemi özlüyorum ama hiç kolay değil,
çünkü benim kalbim o kadar büyük değil;
Birbiri için yaratılmış bunca insanken biz,
Buncamızın birbirini bulamamasının ancak bir sebebi olabilir,
Sevgiye yetişemiyoruz -sevmek insana verilmiş en doğal yetenekken
Israrla nefreti seçiyoruz bir bilinmezin uğruna
Ve ateşle ısınmak dururken, onunla küle dönüyoruz yine ve yine.
Oysa ekmeğini çöplerde arayan bir kadının kokusunu sevmektir insan olmak,
Bakma böyle dediğime bayan,
bakma yapamam,
ben kendimi öldüremem.
Düşünün,
o metal parçasına bakarken bile ürperiyorum,
onu kendime sürtmek mi,
Firüzağa’nın yokuşundayız.
Gecenin bir zamanı ya da zamanın bir gecesi,
bunu sorgulamak umrumuzda değil,
umrumuz bizden uzakta,
başkalarında,
başkaları, bizi var eden başkalarında.
Gölgesinde oturamayacağını bildiğin bir ağaç dik o zaman Hint’in dediği gibi,
Sonunu göremediğin denizi kucakla, bırak seni alan o olsun,
Yarım kalacağını gösterse de sana hislerin, tecrübelerin,
yine de çekinme, giden gittiği için değersizleşmez
ve kurtulmaya çalışma ıstırabından, hatta kucaklamalısın onu,
Çünkü kalan, sadece kalabildiği için değerlidir,
Sis ve durağan,
Eski sevgiliyle onursuz bir kaçamak,
Kalabalık ve daha fazla,
Sorsanız nefret ettiklerini söylerler şeytandan hizmetkarları,
Özlem ve yine,
Unutulmuş bir ikindi uykusunun uyanışında, artık hissettirmeyen İstanbul,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!