Puslu bir kasım sabahında tanıştım toprak evlerinle
Gökyüzün ağlamaklı, ince bir rüzgar yüzümde
Aha bürünmüş asırlık yüreğinle
Sen ey Diyarbakır! gözyaşlarınla karşıladın beni
Sakız satan çocukların tuttu önce ellerimden
Döküldü yirmi yıllık ömrüm gözlerimden
Ardından yeşiller içinde kara kaşlı nazlı kızın geçti önümden
İlk bir kız başın eğdi, bakmadı yüzüme
Donup kaldım..
Baka kaldım gidişine..
Hoş karşılamadın beni Diyarbakır
Ne bu surat, kime bu kahır..
Yolum sana düştü, bir yabancıyım bağrında
Hele kaldır başını
Sana bir asker getirdim yüreği avcunda..
Hoş karşılamadın beni Diyarbakır
Henüz seninle ilk gecemde
Aynı rüyayı üç kişiyle paylaştım
Yer vermedin eyvallah dedim
Surları yıkık eski bir cezaevinde ağırladın beni
Ulan ben sana sürgün mü geldim?
Ne işim var burada, beni katil mi bildin?
Ve daha eyvallah demeden tutup yakamdan attın beni
Kanın toprağa ilk düştüğü yere
Ölümün doğduğu yere...
Liceye...
Mert değilmişsin Diyabakır
Mert değilmişsin Diyarbakır
Sığdıramadın beni kucağına
Savurdun en ücra köşene
Eşkıya ocağına, Bingöl Dağlarına
Mert değilmişsin Diyarbakır
Henüz yaşamadan yirmi yaşımı çekip aldın benden
Soğuk bir şubat gecesinde pusuda nöbetteyken
Her gün bir parça kopardın gençliğimden
Yarınsız koydun beni
Beni kolsuz, kanatsız...
Mert değilmişsin Diyarbakır
Oysa ben sana el değmemiş bir sevda
Gün görmemiş bir yürek getirmiştim
içinde bir damla ışıkla
O ışığında sebebi sen oldun
Yarınsız koydun beni
Beni kolsuz, kanatsız...
Mert değilmişsin Diyarbakır
Dileğim o ki Diyarbakır:
Beni yaktığın yangında sen de yanasın
Dileğim o ki Diyarbakır:
Dağlarındaki eşkıyalar tarafından vurulasın
Dileğim o ki:
Üstüne yazılmış şiirlerin içinde boğulasın
Sana bir şiir de ben yazdım
Al as boynuna
Okudukça utanasın...
Kayıt Tarihi : 16.2.2012 14:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Oysa Diyarbakır... Kalesiyle, surlarıyla 'damgamızı vurduğumuz' şehir.. Bizim olan, bizim kalacak olan.. Tıpkı Bingöl, Hakkari, Şırnak, Van gibi... Erzurum, Trabzon, Edirne, İzmir, Muğla gibi...
İçimize sokulmuş 'emperyalist güçlerin kiralık kaatilleri' nereye kadar taşır kirli ellerini.. Nasıl koparırlar 'etten tırnağını?'
Şiiri ve şairini kutlarım...
TÜM YORUMLAR (2)