Meriç Köprüsü kalpteki aşktır
Meriç’in başına takılmış taçtır
12 kemerli bir mihrap gibi
Meriç’in üstüne dikilmiş tak’tır
Meriç Köprüsü Meriç’e yaydır
Meriç’in sularında parlayan aydır.
Salına salına akan Meriç’i
Sevdalı gözlerle izleyen yârdır
Uzunluk 206 metre, genişliği dardır
12 taş kemeri 12 ay'dır
Üstündeki simgeler birer vefadır
Meriç’te bin aşkın öyküsü vardır
Faytonlar geçsin diye üstünden rahvan
Mahmut'la Abdülmecit etmiş armağan
Payitaht günleri mâzi olsa da
Üstünden geçerken budur anılan
Meriç'e gerdanlıktır Meriç Köprüsü
0n iki göze benzer taş kemerleri
Meriç geçer içinden, ten rengi gri
Geçerken salınan dilber misâli
İncelir, incelir, incelir beli
0n iki belik olur saçının teli
Kemerleri geçerken çağlar suları
Destanlar yazdırtır bize endamı
Meriç Köprüsü bizlere yârdır
Her taşında, ecdâdın kokusu vardır
Yenisey Irmağı’nın ,Tuna Boyu’nun
Üç kıtada at koşturan yiğit soyumun
Kopuzun, curanın, divan sazının
Tamburanın,bağlamanın,
......................................davul-zurnanın
Gönüllerde yaşayan ulu canların;
Pir Sultan Abdal'ın,Karacaoğlan’ın...
Hoca Ak Şemsettin ,Dedem Korkut'un
Hacı Bayram Veli'nin, Yunus Emre'nin
Serhadde destan yazmış yiğit erlerin
Mermer taşa damga vuran ulu pirlerin
Bu mistik sularda izleri vardır
Payitaht Edirne sultanlarının
Rüzgârla yarış yapan kısraklarının
Al atın, kır atın her toynağının
Çifte su verilmiş çelik nalların
Serhadde kalkan olan o imânının
Parlayan sularda renkleri vardır
Meriç'in gözleri gönüle yâr’dır
Meriç’te ölümsüzlük kokusu vardır.
Öpmek için Meriç’i yanaklarından
Söğütler bel verir, kuşlar perişan
Martılar çığlık atar mutluluğundan
Balıklar buse yollar serin sulardan
Hele akşam vakti teras yanından
Meriç'in endamına bakınca insan
Beyindeki tablolar birden yok olur
Meriç Nehri çıkmaz olur artık akıldan
Yaprak hışırtıları, bülbül sesleri
Çarşaf gibi bir nehrin görüntüleri
Öylesine büyülü atmosferdir ki
Bir düşte zanneder insan kendini
Meriç'te bir çay ile bir bardak ayran
Tüm bunlarla birlikte içilir her an
Uzaktan görünen dört minareyle
El sallar gibidir bizlere Sİnan
Parke taş döşeli yol güzergâhından
Söğütlerden oluşmuş tak'ın altından
Lozan Caddesi'ne geçerken burdan
Görürüz, tarih akar köprü altından
Sazendesi yaprak, hanendesi kuş olan
Bir doğal orkestradır suyu kudurtan
Bu yüzden türkü söyler Meriç durmadan
Tuna'dan,Arda'dan, Serhat Boyu'ndan
Sırpsındığ'dan, Kosova'dan
.........................................ya da Mohaç'tan
93 Harbi'nin zor anlarından
Edirne Savunması tabyalarından
Büyük Harbin o kıtlık zamanlarından
ve İSTİKLÂL HARBİ'nin toz-dumanından
İnönü'den, Sakarya'dan, Dumlupınar'dan
Davula tokmakla vururcasına
Top sesleri duyulur simli sulardan !
Samsu'nda başlayıp Lozan’da biten
İşlgalci güçleri bu yurttan söken
Karaağaç Semti'ni bizlere veren
Kısaca Türk Yurdu'nu Türk'e devreden
İsmet İnönü'yle ATATÜRK tüten
Şehitler, gaziler bakar sulardan
Yapraklar fısıldar dal uçlarından
Rüzgârlar selâm taşır padişahlardan
Edirne'nin taşına mührünü vuran
Mimarlar gülümser akan sulardan
Sevgiler, tutkular , aşklar içinde
Köprüye döşenmiş taş parkelerde
Yaprak hışırtıları, kuş seslerinde
Titreşen suların hârelerinde
At kişnemeleri, teker sesinde
Hisssedilen duygular bizlere şandır
Şu Meriç Köprüsü Meriç'e yârdır
Harcında, söylenmemiş türküler vardır
.....................*...................
Kayıt Tarihi : 15.6.2008 10:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gördüğüm-bildiğim Meriç budur Yeni eklemelelerle düzenellenmiş son halidir.
Meriç’te ölümsüzlük kokusu vardır.
meriçe değen çalışma...
saygılarım yüreğinize ve kaleminize...
TÜM YORUMLAR (2)