Merhametin unutulduğu diyarlara zulüm unutulmayacak musibetler yağmurları bırakır. Tabanında merhamet olmayan bir dünyanın tavanından zulüm yağmurları dökülür. Merhametin hor görüldüğü dimağlara zulüm en korkunç hayalleri şahmeran kılar.
Merhameti terk eden zulmü terkesine yerleştirir. Merhameti merhum eden zulümden mahrum kalmaz.
Merhametin güneşinden başka hiçbir ışık zulmün karanlığını mum ışığına muhtaç kılamaz. Merhametten nasibini almayan zulümden dersini almaya mahkûmdur. Merhamet yoksa zulüm, sevgi yoksa nefret, güneş yoksa karanlık oluşur. Karanlık gelmez, güneş gider. Karanlığın gücü yoktur. Karanlığın tek gücü güneşin yokluğudur.
Bir delinin merhameti bir akıllının zulmünü yendiği müddetçe hala yaşamak için bir ümit var demektir. Merhamet dilencisi kesilenler zulmün kralı olur.
Ürkek şaşkın kararsız duyuyorum
Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin
Rengarenk ve az sonra gidecek görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu
Islak yorgun tutkulu yürüyorum