-Zülfikâr Yapar Kaleli'ye-
Dil, gedâyı; 'sultan! ' diye ünledi,
Merhaba gedâdan, sultan diyene.
Nefsin hamlesinden gönül inledi;
Merhaba gedâ'dan, Sultan diyene.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Yıl 1989 du Yusufiyeye giden mektuplardan birine'Merhaba'diye bir şiir yazmıştım. Yukarıdaki şiir onun cevabıdır.
Merhaba
Merhaba ey gönüldeki sultanlar
Bu davaya can verenler merhaba
Sizi Nemrut ile Yezid ne anlar
Gönlümüze taht kuranlar merhaba
Merhaba ey batıl fikrin düşmanı
Çoğu vardı şimdi nerede hani?
Davamızın sapasağlam her yanı
Sayenizde dost erenler merhaba
Merhaba ey gönüllerde açan gül,
Peygamber'e ümmet, Yaradan'a kul
Seher vakti ümit şakırken bülbül
Uykusunu şaşıranlar merhaba
Bugünkü düzenle yapamam uyum
Gam çekme demeyin dertle doluyum
Çile deniz gibi, ben damla suyum
Gönlüme gam düşürenler merhaba
Dergah-ı İbrahim olanlar anlar
Derya-yı Eyüp'te sabrı bulanlar
Merhaba ey Yusuf yüzlü olanlar
Dergahlara post serenler merhaba
Hak bağırıp, cehle karşı hep durup,
İbrahim misali putları kırıp,
Çoğu vuslat ile Allah'a varıp,
Gönüllerde yeşerenler merhaba.
1989
Zülfikar Yapar Kaleli
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta