Bu sadece bir kere
yaşanabilecek cinsten
bir merdiven altı yalnızlığı
loş masaları köşeli
kayıp birer meydan gibi
yan yana aynı yöne bakan
ay çiçeklerinin samimiyeti...
o salonda duymuştum ilk sesini
ilk nefesiydi sanki ırmakların
parmakların alışıldık serçeler
gibi o yanlı bu yanlı
böyle sözler bilmem ki nasıl olur
nerde başlar bilmem
nasıl karşılamalı
merdiven altı yalnızlığını...
bana bahseder misiniz
siz en asil ve kendince
duruşları bilen yaşlı ağaçlar
dallarınızda sallanan
onca yağmur salıncağı ile
söyleyin benden esirgemeyin
ya siz serseri sokaklar
yollarında onca taş kalabalığı
susmayın n'olur bana
ondan bahsedin...
o perdelerin önünü iliklediği
o öyle bir an ki
insanlar geçerlerken
üstünden bulutlar misali
altında merdivenin sessiz
bir akşam üzeri yalnızlığını
börtü böceğin yuvasına çekildiği
zamanın kimsesizliğinde
içimde başlayan seni...
Kayıt Tarihi : 8.8.2014 19:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!