Uzun uzun baktı şişe dipli gözlüklerinin ardında dar sessiz sokağa. Çizgili pijamalarının içinde iskelet gibiydi. Sırtı hafiften kamburdu. Başındaki beyaz takkesi griye çalmıştı. Cılız ayakları terlikte adeta kayboluyordu. Başını mutfaktan yana çevirdi, yavaşça.
Memnune çorbamı ıstın mı?
Getiriyorum diye ses geldi
Sonra yavaşca kapı açıldı
Önündeki sehpaya baktı
Buğusu çıkıyordu çorbanın
Sağol Memnune sağol
Ah bu dizlerim!
Taşımaz oldu beni
Tazı gibi koşardım
Sana gelirken
Sende ne nazlanırdın
Aman! Muhittin Bey
Sende çoluk çocuğun yanında
Hadi çorbanı iç
Kapı örtüldü yavaşca
Çocuklarda hiç uğramadı
Dedi kendi kendine
İki kuru elini yüzüne sürdü
İçini çekti uzun uzun
Karşı duvardaki resme baktı
İyi ki ordasın dedi
Gözünden iki damla yaş aktı
Ah Memnune ah!
Ne vardı böyle erken gidecek
Demedin mi bu adam bensiz ne yapar
Yavaşça kalktı yerinden
Bastonuna uzandı yavaşça
Sonra kalktı bin bir zahmet
Mutfağa doğru sürüklendi
Bir kâse çorba için
Adeta ufalandı
Elleri titreyerek yaktı kibriti
Bir kaşık aldı karıştırdı usul usul
Buharlar çıkıyordu
Isındı ısındı Dedi
Kaseseye böldü
Az da ekmek aldı eline
Geldiği yoldan ağır ağır döndü
Oturdu sedire yavaşça
Sehpayı çekip önüne
Bakarak resme yudumladı
Ah Memnune ah!
Ne vardı erken gidecek
12.112011İST
Perihan PehlivanKayıt Tarihi : 22.11.2011 22:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Anlam derinliği mükemmel, sımsıcak ama hüzün dolu bir çalışma...kaybolup gittim anılarımın sokaklarında emeğine yüreğine sağlık kutlarım güçlü kaleminizi (10) puanımla taçlansın sevgimle
Emeğinize o güzel şair yüreğinize sağlık sevgili Perihan hanım..
Tebrik ediyorum..
Saygı ve Selamlarnla..
Hüseyim Çubuk
içim yandı açıkçası..
TÜM YORUMLAR (5)