Ufkunda yükselen güneş heybetli
Vatanımda, aşkın ey demli şehri!
Suyun serin, su gibidir seherin
Vuslatına eremeyen elemli,
Hazanı yaşayan bu devvarenin
Serzenişsiz, sükût köşesindesin
Topallayan yaşamımıza inat
Biz de nasiplensek biraz kanaat
Bir ahuya yanan sevdalı gibi
Unutturma nolur bize sevgiyi
Salınır mı acep hüzün bahçende
Mor menevşelerle yoldaş serviler
Ruhumuz ki, ahvalinden çok ırak
Hasretlikten yana acılar çeker
Hapsedilmiş gibi bir kıraç yere
Bağlanmaksa, sana ram olmak gerek
Ağacında dalın bile aheste
Salınmaz mı deli gönül sekerek
Kuşlarının çırpıntısı müebbet
Türkün çalar, nağmeleri kerevet.
Can yoldaşı garipliğin, garibe
Kırıntısı bile ne büyük hibe
Bu bağbozumunda, bu serkeşliğe
Bu hırs veremine, bu iki yüze
Kucak açmaktasın hatta soysuza
Baharımız bile dönerken güze
Ne hoş görünürsün anlayan göze
Ne hoş barınaksın yetime, öze
Yaşamayan bilmez, ne gerek söze
Buyursun huzuru bulmak isteyen
Ne bilir halinden, kıymet bilmeyen…
Kayıt Tarihi : 8.5.2010 17:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!