Memleket Ezgileri Şiiri - Ahmet Emin Atasoy

Ahmet Emin Atasoy
132

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Memleket Ezgileri

MEMLEKET EZGİLERİ

-Mehmet Pektaş’a sevgiyle-

şu ezgiler yok mu, anam,
şu bizim memleket ezgileri
dallarına yuva yapıp tünediklerim
üç öğün yediklerim nimet yerine
ve zor günde
hançer niyetine bilediklerim
ah, onlar olmasalardı eğer,
beni kurbanlık gibi bulmasalardı,
dünüm de, bugünüm de,
hatta yarınlarım da, eminim,
çok daha başka,
çok daha farklı,
çok daha bilinmez olurdu benim.
ama olmadı işte
çünkü inanılmaz bir büyü gibi
kıvrım kıvrım,
sızım sızım
şiir hastası ruhumun
kılcal damarlarına girdiler
şu memleket ezgileri,
bizim ezgiler.
o gün bugün
dal dal olmuş ağaçlardan farksızım,
yol yol olmuş yamaçlardan farksızım
yad ellerde yatanların kanıyla
al al olmuş dik burçlardan farksızım.
nasıl mutlu olunur
nasıl huzur bulunur
karadeniz “akmam” derse
“ben tuna’ya bakmam” derse
üzer beni
aliş’in sırra kadem basması
dost olurum
deliorman’ın şaykalarıyla.
ne demekse
“burçak tarlasında gelin olması”
nasıl görünür
“lofça’nın ardında kaya”
anlamaya çalışırım her şeyi ince ince.
ağlamayı öğrenirim sevinçle tanışmadan
acılarım olur,
sancılarım olur da
denizlerden büyük, dağlardan yüce,
katlanmayı öğrenirim
kimseyle paylaşmadan.
oysa ciğerime basar
rodoplu zeynep’in kınalı topukları
recep’ine koşarken:
“arda boylarında sarı karınca
nerelere varayım sabah olunca? ”
feride’yle yusuf’tan yükselen çığlıkları
bir tanrı anlar ancak,
bir de ben:
“aman bre deryalar, kanlıca deryalar, biz nişanlıyız,
ikimiz de bir boydayız
biz delikanlıyız.”
bazen kan donduran feryat olurum
bazen yaralanmış kanat olurum
bazen de kızarak kahpe feleğe
kin olurum, öç olurum, inat olurum.
işte o zaman, o anda işte
ikrarları
inkârları
efkârları boş verip
gönül der ki “çıkayım urumeli’ne,
arzuhal yazayım beylerbeyine”
yeter ki
beni seven bir yâr olsun,
isterse
birazcık cefakâr olsun
varsın adım deliye, mecnun’a çıksın,
varsın ‘gizli sevdalarım aşikâr olsun’.
ayrılık girmeyegörsün araya,
görünmeyegörsün gurbetin yolu
uçuşurum toz toz olup
tutuşurum köz köz olup
konuşurum söz söz olup
sesim dağlarda taşlarda çınlar
yeri göğü insafa çağırır sesim:
“yağma yağmur, esme rüzgâr,
yolda yolcum var benim”.
ve hep böyle
ezgilerle yaşadım ben,
onlarla dalgalandım
ve onlarla duruldum.
kendimi
onlarda yitirdim derken,
yine onlarda buldum.
bu yüzden
memleket ezgilerimle ben
yönünden şaşmayan ırmak gibiyim
dalından düşmeyen yaprak gibiyim
acıda da, sevinçte de, aşkta da
sırrını deşmeyen toprak gibiyim.

Ahmet Emin Atasoy
Kayıt Tarihi : 29.12.2011 10:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Emin Atasoy