Sensizliğin hangi mevsimindeyim?
Gönlünü ben çocuğun gurbetine salıp
ölüp ölüp kaç kere dirildin,
bilir misin Melissa.
Sevgiler ölmez derdin;
söylesene ben yaşıyor muyum Melissa.
Benden kalan ne varsa bakışlarına
hasrete bürünmüş,
bilirim öylece yatar içinde.
Sessiz ağıtları, elemleri katarsın ya gecelerine,
ben de işte öyleyim, uzaklarda Melissa.
Gittiğinden beri bana mektup yazmadın.
Kalbime özlemi bağlayıp
bir yaz günü sana gelmek istedim
ama acılara kardeş olan sevdam beni bırakmadı.
Bu yaz da ektiğin çiçeklerin hüzünle açacak,
kapımızın önünde Melissa.
İçlerinden kan kırmızısı bir gülü koparıp
duvara asılı resminde, savrulan saçlarına taktım Melissa.
Sokak lambalarına yediriyorum hıçkırıklarımı,
akşamları, yalnızlığıma soruyorum
nafile,
sesin gelmiyor Melissa,
artık güneş de ısıtmıyor,
gülüşler dolaşmıyor yüzümde…
Ne zaman aynada aksine dalsam
boğazım düğümleniyor, konuşamıyorum Melissa.
Ah Melissa!
Mevsim, ayazını katarken havaya
yüreğim eriyor.
Gün batımlarında dağınık odamın
kirli camlarına bir büyük hasretin
çağrısı vuruyor,
içimin oyuncaklarında çocuk sesin sanki,
canım gel, çok özledim diyor.
Hep karşımda merhamet dolu gözlerin var,
ben bu ölü kentte inan yorgunum Melissa.
Kahırlı gecelerinde bu şehrin,
hep gözyaşlarını topluyorum.
Bir bilsen kaç kez yargılandım aşkının ellerinde,
bir bilsen ah Melissa.
Gündüze ve gecelere kanayıp durdum,
aktım aktım acılara boyandım,
bilmem ne kadar yandım kavruldum.
Suçum sadece seni sevmekti Melissa.
Şimdi içimde intihara meyletti yaşamak
hayata değil, ölüme vuruldum Melissa
yaşamak isterken delicesine
ölüm(ün) e vuruldum Melissa.
Artık yeryüzü dar geliyor bana Melissa
Ah Melissa!
Sen de Melissa…
Sen de…
‘M. Cân Gündede
Kayıt Tarihi : 9.5.2011 22:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)