Kum saatinde birikmiş ayakkabı tozlarım
Yürüdükçe akıyor, bir nehrin kibriyle durulmadan
Ebedi bir yürüyüşteyim sanki
Zaman akıyor ben taşıyorum, duramıyorum
Ya gözyaşlarım ıslatırsa kum saatini
Bu ülke benim değil
Çocukları gömüyorlar birer ikişer
Her sokakta bir hayvan haykırıyor
Kulaksız insanlar var burada
Bu ülke benim değil
Ben fidan değilim ki
Köklerimi toprağa gömmemi istemeyin benden
Ayaklarım esirken nefes alabilmek neye yarar?
Meyvesiz ağaca benzemez miyim?
Ben fidan değilim ki
Kül olmuş ateş gibiyim
Hem soğuk hem de sıcak
Öfkemin derecesi şaşmış
Yanlış düşüncelere gebeyim sanki
Düşündükçe gömüldüğüm bir çöldeyim
Anlayamadığım düğümleri anlattıran hayat
Gramı ölçülmemiş fikirlerle sınadığı vakit
Gözlerin bakışlarla yaktığı zihnimin
Külleri dolaşır her mekânda
Ve mürekkep gerekti, kalemi kırmak için
Önce gerekçesi yazılmalı, öldürmek için bir canı
İyi dolsun ki mürekkep harfi harfine yazılsın
Bir ömür sayılarla , bir ölüm maddelerle
Bazen kalır suçlar ait olmadığı isimlere
Zamanı var mıdır, kalbin?
Milattan öncesi ya da sonrası
Tarihi geçer mi duyguların?
Sinsice dolaşırlar mı, mevsim mevsim?
Savaşır mı zihnin ile kalbin?
Sicim sicim haykırıyorum
Bensizliğimi şu dünyama
Acizliğimin akisleri var her yerde
Bu gözler, bu yüz, bu çene
Bir de ayağım var, hafiften de sendeleme
Hepsi benim mi? Ben mi aitim onlara?
Düşün ki düştükçe kalkacaksın
Seni itenlere rağmen
Düşün ki suçlanacaksın
Hilafsız sözlerine rağmen
Sessiz bir çığlıksın
Yankıların yayılıyor düşün!
Ürkütücü bir yağmur, yağmur yağıyor koşarak
Durduramıyorum, dokunuyor tenime sağanak sağanak
Sular yüzümü döküyor sanki soyunmuş çocuk gibi utanıyorum
Akan su değil biraz da ben belki bu yüzden hırçınlaşıyorum
Saçlarım soğuk, biraz dağılmış, damlalara inat hunhar ve ıslak
Çık diye sesleniyor gözyaşlarım, o kayıp güneşe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!