dünyanın, en karanlık yolu mu?
en karanlık yolu mu dünyanın?
yalnızlıktır.
yani, yalnızlıktır tadımı kaçıran
anılarım gibi.
So(r) ma bu gün nerdeyim..
Bir kuşu tamir ediyor kanatları
Sonra göğe salacakmış onu sanırım..
Kuyunun dibinde uyuyormuş kuş
Soluğu kesik, karnı aç, gözü tok
yalnızlık;
gökyüzünde bir yıldızın, yıldızlar arasında ki
özleyip duruşu güneşi bekleyen kışı.
şu denizler de dolaşan
yolunu yitiren kayık
kalbim kırıldı
öyle bir şey ki bu
bir rengin kararması gibi
bir rengin ayrı tutulması gibi diğerlerinden.
Şu gülü kanadından tutup koklayayım desem
İki damla yaprak düşer gözlerinden
Ah, şu çırpınışı yüreğinin
Sardunyalar arasında rengarenk
Kıskandırır kelebekleri
Sen bilemezsin
Sen o sokaktan geçmezsin
Bende geçmem artık aynı sokaktan
Toparlanırım kendimce, gitmem
Bazı vakitlerde her gün
Kendimden ve herkeslerden toparlanırım da
Gitmek isterim, denizlere doğru gitmek
sonra, hep hatırlatırdı - ölmek istemiyorum-
ölmek, ölmek gibi bir şeydi, her şey gibi
tam omzunda yaşardı onunla
ellerini tutardı, gözlerine bakardı, okşardı saçlarını
diyorum ya, her şey gibiydi.
Herkes aynı dilde mırıldanır hüzünlerini
Her gelen, yeni bir şey gizler kucağında
Kozalarda içlerinde kelebekleri.
Öyle yerler biliyorum, tarifi yok.
Buralar çetin bir dağ yamacı kadar kinci
sabahları bir umut çoğalıyor içimde
gecenin o sessiz sinsiliğinden sıyrılarak
ve saçların sarı mı siyah mı bilmiyorum
ve boyun uzun mu kısa mı..
bir kuraklık görüyorum gözlerinde, kuruyorum içinde.
bir direniş değil bu
soğuklarda eğilir başı, yetim bir çocuğun.
İstanbul'un bir yerinde hamamlar
bir yerinde kirlenir yeni bir nesil
İtalyan aygırları alman panzerleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!