Göremedim seni sıkan elleri;
yaslandığın masalar, duvarlar,
çamuruna bulaştığın ayak izleri
ve dövdüğün arsız kaldırımlar,
senin merhum sahibinin ardından
kurtaramadılar seni hurdacıdan.
Bin türlü bir sürü günaha battın,
hep alet oldun elinde amirinin,
terli avucunda falına baktın,
sıkıcı olsa gerek bir sopa için.
Sen üçüncü ayaktın, sadece aymazdın,
ceviz malzemeden upuzun koldun,
kendi başına ses bile çıkaramazdın,
görevini yaptın görevden oldun.
Saz susacaktır çalamıyorsan,
topu boşuna bekler fileler,
kendi kalene de atamıyorsan
maç golsüz berabere biter.
Güzel günler şairiyim, demişti;
çöpçatan çiçekçi omuz silkmişti.
Yalnızlık palavradır, adi yalandır,
aşksa ikiye böler cümle alemi.
Ayrılık, adı gibi sıradandır,
adeta yazı tura ikilemi.
Memnun olmak şart değil kuradan,
her ömür abicim işte bir metelik;
yazı ayrılamaz görmediği turadan.,
tura yazıdan - sürer gider birliktelik.
Bellek bir aşirettir konar göçer,
durak bellemiş mekanı her halde,
kuyruktaki harfler zamanı ölçer,
baki kalmak için kelimelerde.
Serbest piyasada serbest şiirler
aşkı yorumlarken restleşirler.
Büyülü masalların bedeli ağır,
sözlük bile eskir uydurdukça.
İnsanlar, konuş dediler, bağır
Tanrı susmayı buyurdukça.
Bu kentte kar, süs malzemesidir,
beyazlığı asma tavanlara vurur.
Gündelikçi dünden Çin nezlesidir,
paspas yapadurmaktan yorulur.
(2001)
Orhan UravelliKayıt Tarihi : 13.7.2007 20:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!