o bir melekti,,,
benden kalbimi istedi.
gökler açıldı gülüşüyle....
öyle bir baktı ki gözlerime
gözlerinde cenneti gördüm
...öyle bir güldü ki yüzüme
yüzünde açan tebessüme öldüm....
o an istedim ki
parçalıyayım sol göğsümü
söküp çıkarayım kalbimi yerinden
bırakayım meleğin hayat kokan avuçlarına
ve istedim ki
şahit olsun bu aşka
ölümsüzlüğü şakıyan gece kuşları
şahit olsun yıldızlar
göğsümden akan kanım toprakta kurumadan
ay dökülsün üzerine
ve şahit olsun geceye adını veren
kan kırmızı yakamozlar......
ben ki biçare gece yolcusu
mutlu sonlara müptela peri masallarında
bir varmış,bir yokmuş arasındayım
hiçbir rüyada hayra yorulmadım
ve bu gece bir kez daha anladım
anladım ki masmavi bir aşk hülyasındaydım
kanayan göğsümden içeri süzülen elimin
yüreğim yerine boşluğa dokunmasıyla uyandım.....
herşeyden öylesine habersizdi ki nurum
o karbeyaz ellerini açarak
etrafına nurlar saçarak geliyordu
benimse içimdeki boşlukta gezinen elim
korkuyu fısıldayan parmak uçları
masalımı kabusa çeviriyordu
yoktu işte,,,yoktu
orda hiçbirşey yoktu
kalp atışı yoktu sol yanım soğuktu.....
melek birden durdu
öyle sakin,kıpırtısız....
gece durdu
akıp giden ırmaklar yatağını çaresiz bırakıp sustu
zaman dondu.....
sorgulayan bakışları dokundu gözlerime
korktum o an irkildim
kızdım kendime lanet ettim
hep unuttum farzettiğim en acı gerçeğimle yüzleştim......
Nasıl söylenir bilemedim
Bilemedim gerçeğin genzi yakan tadı
Hangi kelimelerle hafifletilir…
Kaçırdım gözlerimi nurumun gözlerinden
Sustum…
...Susuşum anlattı her şeyi
Sessizliğin parantezinde susuşum dedi ki,
Yani ben yüreğimi
Bundan çok önceleri ucuz aşk pazarlarında
Üç kuruşluk tezgahlarda pazarlamışım
Şimdi nerdedir kimbilir
Kimlerin kirli ellerinde…
Hangi meçhul adreslerde
Hangi yılışık gülüşlere malzemedir
Ve hangi haram sofralarda meze……
Melek bana bakıyordu
Ben deli bir girdapta savrulurken…
Bir damla yaş süzüldü nurumun gözlerinden
Buram buram cennet kokuyordu gözyaşları
İnci misali parlıyor
Düştüğü yerde geceyi öldürüyordu….
Melek bana ağlıyor
Yıldızlar dökülüyordu gökyüzünden
Nurum ağlıyor
Yıldızlar dökülüyor
Ben savruluyordum…
Asla başlayamayan
Büyük bir aşkı parçalıyordum
Gecenin her bir noktasına dağıtarak aşk parçacıklarını
Karanlığın gizemine saklıyordum….
Tarifsiz bir utançtı benliğimi saran
Utancımdan tir tir titriyordum…
Artık ne nurumun yüzüne bakacak yüzüm var
Ne de bu geceyi sahiplenecek gücüm
Tek çare gitmek var aklımda
Yine en kolayını seçmek
Her şeyi burada bırakmak yani
Yani geceyi tüm şahitleriyle masallara
Aşkı alnından öperek Allah’a emanet etmek
Ve sadece çekip gitmek…..
Ben ki; biçare gece yolcusu
Hani hiçbir rüyada hayra yorulmayan
Anladım ki
mutluluk masalı baştan başa bir yalan
O masalın içinde ben yüreksiz kahraman…
Şimdi yeniden düşmek var yollara
Tenden tene büyüyen yalnızlığa
Yani,hiç de yabancısı olmadığım
Yabancı kollara……..
Ve gidiyorum en nihayetinde
Ardıma bakmamaya yeminim var
Dilimde bir duam birde dileğim var…
Aşığın yolu bu geceye düşecek isterim
Öyle bir aşıktır ki o;
Karanlığın gizemini yakalayacak….
Bütün parçalarını bir araya getirecek aşkın
Ve meleği karşısında bulacak…..
Gözlerindeki cennete
yüzündeki tebessüme kurban olacak
bir an bile tereddüt etmeden
oracıkta çıkaracak yüreğini yerinden
o karbeyaz avuçlarına bırakacak…
sıcacık atak aşığın yüreği
meleğin avuçlarında
ağlayan gözleri susturacak…
nehirler yatağını sevecek yeniden
yeniden ölümsüzlüğü şakıyacak gece kuşları….
Meleğin gözyaşları dindiğinde
Çok uzaklarda bir yerlerde girdaplar sonlanacak
Meleğin gözyaşları dindiğinde
Benimde gözlerim rahat kapanacak
ALPARSLAN YİGE
Alparslan YigeKayıt Tarihi : 6.6.2010 10:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (4)