Şufa Dökülür kurşundağına şufa,
Kalem çeker seherin nefsiyle sağır...
Seyda begim,
Bekrim hüda,
Cihanı safa,
hicranlaryla
kalb-i bağır...
Ağır gülüm ağır...
Ağr-ı zul.
Kilim desenlerinde
Yardan çözül.
Sözü öze böl
Yutkunda çul,
Göl ol gönlü su
Peşkirciye sökül de,
Suskunluğa sezsizlenip
Huşuyla öl.
Eski zaman ne söylerdi
Maşrapanın diliyle?
Kulpu yanık söz olur
Dilde selam.
Köstekli saatiyle yeleğinden,
Eli tespih tanelerinde...
Meşrebinden dökülür
kuşluk ayarında kelam...
Ağla... ağla yağmurcuk...
Yamalık söküğü değil miydi
Kursağından dökülen?
Bir koşu yama getir gelirken,
Birde kopul birde tuz..
Postegi saydırmasın sonra dedem...
Ki meşrebiyle melami
Pörküyle gelen yağmur...
Akkirman yokuşu- 10 eylül - İstanbul
''Meleklerin dua ettiği insan olabilmek için'' -Hüseyin dedem' e..-
Kayıt Tarihi : 27.9.2008 13:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!