Merhaba bir tanem! ...
Yazacak cesareti kendimde buldum nihayet
Bunca zamandan sonra bir kere daha şaşırdın değil mi?
Her şey o kadar çok ki! ..
Aradan geçen yıllar
Hatalar, sevinçler, korkular
Şimdi geriye kalan bir tek sensin bende
Merak ettiğim şey ben
Ben varmıyım sende?
Hem biliyormusun
Seni sevmek için o kadar çok sebebim var ki!
Şu an hiç biri aklıma gelmiyor ama inan var
Onlar da senin gibi karanlık kuytumda saklılar.....
Aklıma geliyor da
Ne güzel günlerimiz olmuştu doyasıya yaşayamadığımız
Bir an olsun ayrılmadı tutamadığım elin elimden
Ve en güzel armağanım oldu doğum günümde bana vermediğin hediyem
Dizimde hala başını koyuşunun sıcaklığı var
Elimde resmin dilimde ismin diye başlayan bir şarkı var
Bir gün diyorum hani
Yağan yağmurun ardından çıkan
Gök kuşağının altından geçip biz de
Sonsuzluğa adım atabilecekmiyiz
Yoksa; yine talihsizliğimizin kurbanı olup
Atamadığımız adımın sonunda takılıp düşecekmiyiz
Neyse
Boş ver
Şimdi sen uzat bana elini sonsuzluğun ötesinden
Sen uzat yeter
Kalbinin her atışında
Aldığın mesafe karşısında öylesine şaşıracaksın ki
Hayret edeceksin kendine hatta kızacaksın belki de
Ve sitemkar olacaksın gönlüne
Neden bu kadar geç kaldın diye
Eğer hayat bir gün olsa
Ve saat gece yarısını bulmuşsa
Savaş başladı demektir
Geriye dönüp baktığında
Uyku girmeyen gözlerde kalansa
Bir hayal ve bir dilektir.....
Bu arada geçenlerde
Hani çok isteyip de gidemediğimiz bir park vardı ya
Nihayet gittim oraya
Tek başıma hem de
Düşündüğümden de güzel bir yermiş
Rast gele oturduğum masaya gelen merhaba öylesine tanıdıkdı ki
Hani neredeyse siperişi bekleyen garson bana seni soracak
O nerede diyecek diye içimde ne fırtınalar koptu bilemezsin
Seninle beraber
Belki yüzlerce kere hayal penceresinden gitmiştik oraya
Ve her seferinde el ele yaşadığımız aşkın ışığı saçılırdı etrafa
Kıskanarak bakarlardı hani imrenirlerdi yani
Deseydi ki o nerede şaşırmazdım belki de
Hatırladın mı sen de
Ama o kadar zaman geçti
Unutmuşsundur herhalde
Buralar çok değişmiş
Herkes öyle söylüyor
Bir de bana sorsalar
Oysa kimse sormuyor
Oysa her şey aynı
Adını kazıdığım duvar hala duruyor
Tek farkı boyamışlar hem iki kat
Ama hala ismin belli oluyor
Silememişler onu
Tıpkı nice silemedikleri gibi
Bizim bir çay bahçemiz vardı ya
Oyun salonu yapmışlar içindeki köşkü
Ama ben orada yine de senin hayalinle yanlız kalabiliyorum
Tek eksiğim saçlarının mis kokusu ve
Ellerimin onların arasında kayboluşu
Sahi!
O güzelim saçların hala güneşin rüzgarında kızıla boyanıyor mu?
Kara gözlerindeki parıltı hala kara gecelerde birer yıldız mı?
Ne çok unutmuşum unutulmazları
Özlediğim unutulmayanlar
Bitirmişim unutulanları
Desem ki;
Sana şu an yıllar öncesinden sesleniyorum
Yıllar öncesinden yıllar sonrasına
Yüreklerin özgürce kanat çırptığı diyardan
Bir kere daha sana doğru geliyorum
Hissediyorsun beni
Duyuyorsun biliyorum.....
E hadi sende durma artık
Bırak şu dünyaya hesap vermeyi
Mecbur değilsin anlasana
Al sen de kalemi eline ve yaz doyasıya
Aklına gelmeyen her kelime için seviyorum desen olur
Nasılsa anlarım ben seni
Bilirim ne demek istediğini.....
Evet:
Belki de zamansız bir mektup bu
Hiç akla gelmeyen anda hayalleri hatırlatıyor değil mi
Dalıyorsun biraz
Yüzünde tatlı bir tebessüm
Mutluluğun tadını hissediyorsun ruhunda
Huzur doluyorsun önce
Umut oluyorsun gönlünce
Kanat çırpıyor yürek
Uçmak istiyor özgürce.......
Düşününce;
Şimdi sana yazarken
Benden bir şeylerin sonsuza dek sende kalacak olması mı
Yoksa;
Söze merhaba diye başlarken bunu her okuyuşunda
Bir kere daha sana seslenebilmem mi daha güzel kararsızım........
Nereden çıktı bilmiyorum ama bir resim yapmak geldi içimden
Aksilik ya resim yapmayı da hiç beceremem
Dünyanın en güzel tablosunu anlatırım ama
O orada kalır çizemem
Oysa;
Dünyanın en güzel hayallerini barındıran
Doğamın tablosu aklımın bir köşesinde
Ve tek rengi mavi olduğu halde
Öylece kalakaldı...
Ne garip!
Biliyormusun
Bu güne kadar kafa kafa verip içmeyi istediğim tek insan sendin
Garip olan içmek değil tabi
Sen içkiyi sevmezdin
Hani dedim kaç gecenin hayalinde
Yudum yudum içecektik ve seninle beraber
Bulutların üstünde geziye çıkacaktık
Sen ve ben kuş olmuş dünyaya bir başka bakacaktık
Artık belki bir gün demekten
Belki adında umutla beklemekten
Zamansız amansız imansızca sevmekten bıktım
Galiba ben de bir çokları gibi
Yavaş yavaş sıradanlaştım
Ne o yoksa acımaya mı başladın bana
Şaşırdın mı bu yenilmez savaşçının pes edişine
Dünyanın umursamadığıyla alay mı edeceksin sen de
O zaman ne duruyorsun hadisene! .........
Sen güzelim sen
Sen sevgimin kaynağısın
Aşkı bilmez kalbime kaderin armağınısın
İşin en kötü yanı da galiba
Sen hep öyle kalmalısın
Sen bakma bana
Sakın ha kızma
Bırak yine umursama
Hem bak
Şu koca yazın da son demleri yaşanıyor artık
Sararan yaprakların yolumun üstünde uçuşmaları yakındır
Hüzün sararan yaprakların gittiği her yerde
Öyle ki bu bana bir fırsat
Şimdi sıra sende
Hadi aç avucunu bak
Bir parça da sana yolluyorum
Al bu mektubu da az da olsa hüzünden
Bir parça da sen de tat
Ama sakın hiç değişme
Ne olursun öyle kal
Al işte bir kere daha sana benden
Kadersiz kedersiz sitemsiz bir hoçakal
Sevgilerle
Seni seven ve
Her zaman sevecek olan
Belki dostun
Belki sevdiğin
Belki de hiç kimse
Sevgi dönemecinde bir gün kaza ara çarpışmak dileğiyle....
Ali AkarKayıt Tarihi : 21.8.2006 02:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Akar](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/21/mektup-yillar-yillar-sonra.jpg)
Seni seven ve
Her zaman sevecek olan
Belki dostun
Belki sevdiğin
Belki de hiç kimse
Sevgi dönemecinde bir gün kaza ara çarpışmak dileğiyle.... (amin)
Ne güzel mektuptu
Kaleminize sağlık sayın Akar.
Bırak şu dünyaya hesap vermeyi
Mecbur değilsin anlasana
......................
Buruk, biraz kadere sitem ama mektup olmuş alıp götüren.
Tebrikler kaleme.
TÜM YORUMLAR (4)