1. Diyorlar, korkutarak karaşın kıldığımız sarı
'Dağlar gibi gençler âlemde perişan oldular'
2. Giyinmiştir bir mitrak, baba, bir göl ve kıyamet
3. Bir sultan daha yere oturur, biz oturtuyoruz
Kadife istemezmiş, taht istemez saf bir ipek
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
'dom' nidası,kurşunu hatırlattı bana...
kendimi domladım ben de....kime ne yahu!..
:)
'Zındık' sayılıp, hakkında 'katli vaciptir' hükmü verilmiş olan, lakabı sarışın iken 'karaşın'a döndürülen Nadajlı Sarı Abdurrahman'ı anarken güçlü bir telmih içinde bulduk kendimizi.
Tipik bir Ece Ayhan tarzı...
Farklı güzel derin bir şiir... Ayarıca değerli yorumcuların ışığında şiir dahada güzel oluyor. Beğenilen her günün şiirinde hep şaire ve kurula teşekkür ediliyor. E doğrudur elbette güzel eserin sahibine ve seçicisine teşekkür edilir, ama ben bu sefer Yorumcu arkadaşlara teşekkür önceliyği vermek istiyorum... Teşekkürler Sinyali, Teşekkürler Nazır Çiftçi, Teşekkürler Doğa Fendi, ve teşekkürler Mey ziyade
Şair,bu altı bölümde farklı konuları anlatmakta.Şiir; düşüncelerin kapalı olarak izahı olmuş.Her bir bölümün içeriğini çözmek bize kalmış. kutluyorum. selam olsun.
Göndermeler/ Telmihler
Divan edebiyatında “telmih” adıyla kullanılan edebi sanat, metinlerarası ilişkiler açısından “gönderme”ye karşılık düşmektedir. Telmih, “geçmişteki bir olaya, ünlü bir kişiye, bir inanca ya da yaygın bir atasözüne işaret etmek, onu anımsatmaktır.” Gönderme/telmih, çağdaş şairlerin de başvurdukları ve araştırmalarda “metinlerarası ilişkiler” bağlamında ele alınan bir kavramdır.
Ece Ayhan’ın şiirlerinde göndermeler çok geniş bir yer tutar. Bu yönüyle o, Cumhuriyet dönemi şairlerimiz arasında, şiirlerinde göndermeye en çok yer veren belli başlı adlar arasında değerlendirilebilir.
Mektup Nadajlıdır Dom!”: Bu başlıkta, evrenin sonsuzluğuna ve bu evrende doğa yasaları üzerinde herhangi bir olayın olamayacağına inandığı için “zındık” olduğuna karar verilerek 1601’de idam edilen, Behram Kethüda Medresesi Müderrisi Nadajlı Sarı Abdurrahman’a gönderme yapılmaktadır.
İsa Peygamberi öperek kimliğini ele veren ve çarmıha gerilmesine neden olan havarisi -bir anlamda “ihanet”in simge kişilerinden biri olarak anılan- Yahuda İskariyot’a, bu durum karşısında İsa Peygamberin söylediği rivayet edilen sözü şöyle alıntılar Ece Ayhan:
Nadaj’ın alınmayışını dört yüzyıl sonra İskele’de
Duyduk; “Sen insanoğlunu öperek mi ele verirsin?”i de (“Mektup Nadajlıdır Dom!”,
Erdoğan Kul /Metinlerarası İlişkiler Bağlamında Ece Ayhan Şiiri
İsimli makalesinden alıntılar
Ece Ayhan, dili zorlayan, bozarak yeniden kuran, sözcüklerin görüntü, izlenim, çağrışım değerlerini vurgulayan, şiirini bu özellikler üzerine kuran bir şair. Biçimci şair görünümüne karşın, aynı yöntemleri uygulayan başka şairlerden farklı olarak, biçimsel değil, 'sahici' ve kişisel bir şiir dünyası vardır.
mesela bu şiir.. kesinlikle idam edilmeli.. doomm!
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta