(Ateşe versem kayaları taşları
Yüreğimden utanır dağ yangınları
Bir zorlu yangınım üstelik belalı
Saklımdan vurgunum derin sevdalı
Hep bir yaralı sesle başladım söze/ama
Sensizim diye meramım hep yarım kaldı)
Soluğu kırık bir şarkı var dilimde
Hiçbir makama dahil etmiyor kendini
Şimdi kalkıp
Usturupsuz bir küfüre salarsam sözlerimi
Sevdiğim yadırgama beni
Çok uzaktan getirdim ben bu serüveni
Al'ı mor kanı can direngenlikten
Bir de derin sırlara değmiştim ki
O günden beri yağmur kokularına hasretim
Bu yüzden esmerdir gözlerimin feri
Arada bir gülmelere yakışsam da
Ağlayınca kül renklere damlarım
Çünkü yalanlarına alışamadım kutlu yeminlerin
Olgun yaralarda oluk oluk kanamaktan
Cümle yanlışlarda suçlu olmaktan usandım
Bıktım yani
Bu esrik yaşamaların riyasından
Umut gibi uzayan rüyalardan bıktım
(Ey hüznüme el olan sevgili
Bu vedanın öncesi yoktu belki
Ama son mektup olsun bu
Zaten bir türlü öğrenemedim ki
Bu vicdan denen şey neyin nesi)
İkimiz de biliyoruz artık
Acılarımın miladı yok
Yok bu yapmacık tesellilerin bir sonu da
Ne kaldı ki bana o ayaz akşamlardan
Yüreğime kadar sırılsıklam
Hiç eskimeyen yalnızlığımdan başka
Hani şimdi
Birdenbire olan bir istek gibi
Sesimdeki burukluğu duy desem sana
Sil desem gönlümdeki dargınlığı
Desem diyebilsem
Ah bir yapabilsem bunu
Olabilme şansı olsa yani
Hiç bu bu kadar korkar mıydım kendimden
Kederi bana benzeyen ayrılıklardan
Geriye alıyorum bütün şikayetlerimi
Şimdi gidip
Üçüncü sınıf bir otel odasında ölürsem
Sevdiğim kınama beni
Kayıt Tarihi : 5.6.2002 15:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!