Ne zaman oturup, sevdiklerime iki satır yazmaya kalksam,
Donar kalır bakışlarım o beyaz kağıt üzerinde....
Ne zaman o ilk cümleyi yazmak için kaleme uzansam,
Titrer ellerim...
Anamın yazdığı mektuplar gelir aklıma,
Her zaman okuduğum o ilk cümlesi çakılır beynimin duvarlarına,
Ezilirim....
Canım Oğul! ! !
Garip gelebilir sana ama,
Ne zaman O'nun yazdığı bu ilk cümleyi okuduysam,
Sonra ki yazdıklarına bakacak derman bulamam yüreğimde....
Bu yüzden, yazdığım her mektubun 'İlk cümle'si,
Hayatımın en zor cümlesi olmuştur...
Çünkü her mektup,
Kendi başlangıcının hikayesini bitirir son satırında...
Ve her mektup, yeni bir başlangıçtır, okuyan için.........
İnsanların bunu farketmemesi ne kötü değil mi?
Oysa çok değil, daha yedi sekiz yıl öncesine kadar,
İnsanlar yine bu kadar uzak; ama bu kadar kopuk değillerdi....
Sanki daha bağlıydılar birbirlerine....
Sanki bedenleri uzak,
Ama gönülleri daha yakın kılınmış gibiydiler.....
Çünkü özlemeyi biliyorlardı,
Mektubu gelmedi diye ağlamayı da..............
Ne yazık! ..
Şimdi 'Çok yazmasın'lara feda ediyoruz sevgilerimizi...
Daha çok haberleşiyor,
Ama daha az anlıyoruz birbirimizi.....
Hızlı konuşup 'Genç'susmak, böyle bir şey olsa gerek....
Anladın mı şimdi, neden 'kapsam alanı dışında' olduğumu.......
Gördüğün gibi işte, ben aynıyım....
Bırakamadım sigarayı hala
Ve gecenin çoğunluğunu uykusuz geçirmeyi....
Sakal bıraktım şimdilerde, ama çok değil, biraz.....
Geçen gün farkettim, dikkatimi çekti aynada,
Yaklaşıp saydım, çenemde tam otuz sekiz beyaz.......
Ama merak etme,
Saçlarım hala sımsıkı tutunuyor gençliğime....
Yüreğimi soruyorsan,
Yüreğine sor demekten başka yazacak bir cümle bulamadım henüz...
Bulursan, sen bana yaz.....
Çayı azalttım, bak buna sevinebilirsin,
Ama ne kadar sürer bilmem...
Huylu huyundan kolay vazgeçmez, bilirsin....
Hala aradığım şeyi baktığım en son cebimde buluyorum,
Alışamadım bu şehrin karmaşasına,
Arada bir gezerken kayboluyorum.....
Aklıma gelmişken,
'Komşuluk çelişkilerin'ne alemde?
Hani dört yıldan beridir karşılaşır durularda,
Hep tanıdık gelir yüzleri merdivende.....
Bir türlü çözemem bende bunu...
Herkes karşı komşusunu bilir de,
Üstü altı tanımaz, daha mı eşit bulur kendine ne?
Koca apartmanda 'Yatay'selamlar alınırda,
'Dikey' olanlar bir türlü duyulmaz.....
Kalabalık yalnızlıklar sitesi,
Eksik ilişkiler apartmanı diye bir adres yazsak,
Pek de fena olmazdı hani......
Ve sen......
İyisin değil mi?
Hala kızıyormusun umursamazlığıma....
Bu iyi...
Hala kızabiliyorsan, hala sevebiliyorsun demektir...
Bilirim, merttir senin yüreğin, seni benden hiç saklamadın...
Ayrılıktan şikayet ettin lakin, vuslatı hiç yasaklamadın....
Senin bu şevkatin olmasaydı,
Hayatın bu merhametsizliğinde ne yapardık bilmiyorum....
'Rastlamak' ne büyük nimet değil mi?
İşte böyle....
Yazacaklarım şimdilik bunlardan ibaret....
Zaman yol olup uzuyor aramızda, yol zaman alıyor bazen..
Özlemek, tek teselli....
Kendine de, bana da iyi bak...
Rastladığın dost yüreklere, selam et bizlerden...
Birde....
Her gün, seni yaşamak telaşıdır benim için yaşamak....
Bilesin.............
Kayıt Tarihi : 19.5.2003 00:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Uğur Deniz Ülkegül](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/05/19/mektup-41.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!