Yazsonu genellikle hüzünlüdür; güneşin aydınlığı giderek kendini “karamsar ve sıkıntılı” ışıklara bırakır. Sonbaharın üzerinde taşıdığı hüzün de biraz bundandır. Yeni arkadaşlıklar, dostluklar bir tatil kasabasında kalmıştır. Denizin mavili ve mehtaplı gecelerdeki söyleşiler, kumdaki ateşin başında içilen içkiler...
Belki de bir aşk... Genellikle bir aşk. Coşkuyla yaşanan. Öylesine bir coşkudur ki, sanki, siz, sevgili, deniz ve mehtaptan başka hiçbir şey yoktur yeryüzünde...
Evet, yaz aşkları başkadır. Biraz platonik, bazen biraz umutsuz, biraz imkânsız aşklardır bunlar. Gizli kalmış aşklardır bazısı; söyleyememenin ki söyleyememek için bazen binlerce neden çıkar karşınıza, gizlediği aşklardır.
Yaşamın çetrefilliği diye bir şey vardı. Yollar ayrılır, ayrılabilir; işler karışır. Genellikle de gençlik aşklarıdır yaz aşkları. Anılarını hiç unutamadığımız aşklardır. Çoğunlukla hüzünle biter; bazen acıyla. Sonu sanki hep ayrılıktır...
gözlerine baxanda men
başın eyib utananda
utanışına vuruldum men
bezen asta bezen yavaş
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta