Yeğenim Üsteğmen Özgür Eratlı'ya ithaf...
Bir sabah
Usul usul kalktı yatağından.
Gönlünde gençliğin deli türküsü,
Aklında ömrünün kısa öyküsü,
Giyindi.
Yoktu tasası,
Hazırdı kahvaltısı,
Mis gibi bir çay kokusuyla anası;
Gözlerinde sevgi ve gurur parıltısı,
Uğurladı alnından öperek.
'Aslan Oğlum,Allah'a emanet ol! ..' diyerek.
Ellerini öptü,
Kapıdan çıktı,
Gözlerini silerek.
Geride bıraktığı
Ana kucağı;
Önünde
Peygamber Ocağı.
Kapı önünde delibaşları,
Yirmi yılın arkadaşları,
Altı okka ederek koydular otobüse.
'Annem beni yetiştirdi ' marşıyla,
Veda etti herkese.
Bir sabah,
Usul usuk kalktı yatağından.
Gönlünde gençliğin deli türküsü,
Aklında ömrünün kısa öyküsü,
Giyindi.
Lavaboya gitti koşarak,
Yemekhanede yer aldı,
Zamanla yarışarak.
'Allah'ım sana şükürler olsun! ...'
Hep beraber..
'Tanrımıza hamd olsun;
Milletimiz var olsun...'
Çavuşun düdüğü çağırdı içtimaya,
Başladı yeni bir yaşantıya.
Tüfek as,tüfek çıkar,
'Sabırtaşı olsa bıkar'
Diyerek günü geceye kattı.
İki ay sonra ise,
Acemiliği attı.
Bir sabah
Usul usul kalktı yatağından.
Gönlünde gençliğin deli türküsü,
Aklında ömrünün kısa öyküsü,
Giyindi.
Bir kavalın yanık yanık ezgisi,
Kuzuların eşlik edip melemesi,
Şırıl şırıl akan bir dere,
Yemyeşil bir orman,
Medeniyete uzanan patika bir yol.
Irak sınırında bir karakol.
Göz alabildiğine uzanan ovalar.
Sabah koşusu:'Yaylalar,yaylalar.'
'Bıraksalar daha yüz tur dönerim.'
'Yeter! ' dedi,
Can dostu,komutanı,Asteğmen Kerim.
Bir kaç tertip oturdular duvardaki sete.
Önce bir sigara molası,
Sonra doğru nöbete.
Bir sabah
Usul usul kalktı yatağından.
Gönlünde gençliğin deli türküsü,
Aklında ömrünün kısa öyküsü,
Giyindi.
Kalkarken gecenin koyu perdesi,
Duyuldu ilk kurşun sesi.
Duyulmasıyla her biri bir sipere atladı,
Bir kaç roket birden binada patladı.
Gözleriyle aradı tek tek şehit düşeni,
Kanlar içinde can dostu Asteğmeni.
Malatyalı Hasan,Bursalı Selim,
'Bre bu ölümden de elim.
Anlaşıldı şimdi sıra bende,
Postum pahalıdır can durdukça bedende.
Anam can verirken canıma,
Beni nöbetçi kıldı Vatanıma.
Bir Asteğmen,birkaç Mehmet ölürüz de ancak,
Sönmez bu şafaklarda yüzen Al Sancak..'
Diyerek devraldı nöbeti.
Baldan tatlı geldi,Şehadet Şerbeti.
Gözlerini kapadı Peygamberine gülerek.
Al Sancağın gölgesinde:
'Ne mutlu,Türk'üm.' diyerek.
(09.04.1998)
Semih EratlıKayıt Tarihi : 21.7.2005 22:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Semih Eratlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/07/21/mehmetcigin-nobeti.jpg)
Sönmez bu şafaklarda yüzen Al Sancak..'
Diyerek devraldı nöbeti.
Baldan tatlı geldi,Şehadet Şerbeti.
Gözlerini kapadı Peygamberine gülerek.
Al Sancağın gölgesinde:
'Ne mutlu,Türk'üm.' diyerek.
................kalemin daim olsun.şehitlerin ruhu şad olsun.tam puan.
TÜM YORUMLAR (3)