Yörük kızı kar mı yağdı yaz ayı.
İstanbulda saçlarıma ak düştü.
Yıllar yılı çeke çeke cezayı.
İstanbulda saçlarıma ak düştü.
Umut diye vicdansızlar olunca.
Direniş direniş direniş...
Direnişimiz değil mi;
çimlenen tohum,
filizlenen başak,
harmanda tahıl,
değirmende un,
Kimi çok savaştım kimi de susutum.
Ahvalim bilesin geçmiyor günler.
Sitemler eyledim, ahuzar kustum.
Olmazsa nefesin geçmiyor günler.
Sabah olsun diye geceyi vurdum.
Gizemin yanında hiç kalanlar...
Yamaçların adını düzlük koymuşlar.
Sıra sıra dizilmiş saçmalıkların arasında; bir gerçek yeşeriyor.
Yeşeren gerçeğe nisbet.
Duymayan kulaklara nisbet.
Yorulmayan ayaklara nisbet.
Adım adım yaklaşıyor yalnızlığım.
Akşamla iniyor şehre.
Gecleyle yerleşiyor.,
Efkarla birleşiyor.
Nerde benim yüreğim.
Nerde...
Gün düşmez üstüne günü karanın.
Bugünü bir mezar geçmişi mezar.
Melhemi olmazmış kimi yaranın.
Yara günden güne azar da azar.
Doğrulsa yıkılıp dara düşenenler.
sürü sürü canlılar gördüm
kimi zorunlu giyinik
kimi zevkten çıplak
güneşin tepeden indiği yerde ekvetorda giyinmişler
yağmurda soğukta ılıman iklimde çıplaklar
Daha dün terkettim yıllar mı geçti.
Yoksulluğun şehri feryat Ardahan.
Tarih sana nice görevler biçti.
Direniş timsali üstat Ardahan.
Geri kalmış diyen diller utansın.
Memleket, bin yıldan bu yana dökülen kanların suladığı toprak.
Memleket, bazen sığnak, bazen başak, bazen yeşil bir yaprak.
Memleket, son umut, son sevda, son nefes, son dokunuş, son durak.
Memleket, vaz geçilmez istek, vaz geçilmez güç, vaz geçilmez uğrak.
Memleket, ışığıyla ışıklandığım, yoluna can verdiğim, deryasına daldığım..
Sahte duygulara bürünme artık.
Gerçekleri gören gözüm var benim.
Yan yola düşenin yakası yırtık.
Devirlere ibret özüm var benim.
Dilersen ceylanl ol, dilersen meral.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!