Kıyamet halini aşkın enkaz hali izler
Beniz yarı soluk gözler boş boş bakmakta
Nefes alıp vermekte güçlük çekilmekte
Boğazda bir düğüm var hemde kocaman
Yutmak istersin ama yutulmaz bir türlü
Çıkartmak istersin dışarıya ama nafile
Hayallerimizi öldürdüğümüzün ilk belirtisi vakitsizliktir. Hayatımda tanıdığım en işi başından aşkın insanlar, her zaman her şeyi yapmaya vakit bulmuşlardır. Hiçbir şey yapmayanlar ise her zaman yorgundurlar ve yapmaları istenen azıcık işle bile hiç ilgilenmezler. Durmadan günün çok kısa olduğundan yakınırlar. Aslında, yürekten savaş vermekten korkarlar.
Hayallerimizin ölmesinin ikinci belirtisi sınırlılıklarımızda yatar. Hayatı büyük bir serüven olarak görmek istemediğimiz için, hayattan pek az şey beklemekle bilgece, hakça ve doğru davrandığımızı düşünmeye başlarız. Günlük yaşayışımızı kuşatan duvarların ötesine baktığımızda, kırılan mızrakların sesini işitir, toz ve terin kokusunu duyar, büyük yenilgileri ve savaşçıların gözlerindeki yangını görürüz. Ama savaşa girenlerin yüreklerindeki sevinci, büyük hazzı asla görmeyiz. Onların gözünde, zafer de, yenilgi de önemli değildir; önemli olan, yalnızca yürekten savaşıyor olmalarıdır.
Ve son olarak hayallerimizin yok olup gitmesinin üçüncü belirtisi huzurdur. Hayat bir pazar günü öğleden sonrasına döner; büyük şeyler istemez oluruz, vermeye razı olduğumuzdan daha fazlasını istememeye başlarız. Bu durumda, olgunlaşmış olduğumuzu düşünürüz; gençlik düşlemlerimizi bir yana bırakır, kişisel ve profesyonel başarının peşine düşeriz. Yaşıtlarımızın hala hayattan bekledikleri bir şeyler olduğunu söylemeleri karşısında şaşkınlığa uğrarız. Ama aslında, yüreğimizin derinlerinde biliriz ki, hayallerimiz uğruna savaşmaktan vazgeçmiş, yürekten savaş vermekten kaçmışızdır.
Ne gün yüzü gördüm
Ne dayancak omuz buldum
Ne onulmaz yaram var dedim
Ne derinden, bir ahhh çektim
Ne derdimi söyledim
Bizim evde hanım ne derse, o olur
Adımı seslense, ayaklarım dolanır
Konuşmadan önce ondan destur alınır
Ama ben kılıbık eğilim
Bir yere gidersem,ondan izin alırım
Anne ben nerdeyim; ?
Anne beni duyuyormusun,anne?
Neden böyle ağlıyorsun,anne
Sanki ben ölmüşüm gibi, neden bağırıyorsun
Neden bu kadar kalabalık var?
olumuyor.olamıyor işte
hiç bir şey sensiz olumuyor
bak şimdi.burda.
tüm özneler sahipsiz
tüm sıfatlar yetersiz
Limoni hasretler kaldı bana
Senden geriye
Ne gelişler bekledim oysa senden,
Ama,heyhat sen gelmedin
Wenn dieser werde jetzt zu beenden
Jegliche Haftung wird gekauft oder Amateur
Beweis für die ganze Zeug
Ich will einfach nur meine Liebe Sterbehilfe
Ich habe nicht alle, nehmen Sie meine
Seni aldım diye bu mu nazın
Bulunmaz bursa kumaşımısın
Hani beni sen üzmeyecektin
Bıkdım artık senden güllücan
Bak ömrümü yedin bitirdin
Yüksek müsadenizle beyler bayanlar
Bu gidişe artık, bir dur demek lazım
Öyle köşeden bakıp,kaçmak yok
Gemi azıya alıp,yola çıkmak lazım
Bana değmeyen yılan bin yaşasın devri
merhaba yağcı ben perihan pehlivan tam puanla kutluyorum anlamlı duygusal bir şiir antolojideki karmaşa devam ediyor yorum benim abdullah biner kim bilmem ama. bu karışıklıklar nedeniyle yetkili şair olarak antolojiye giremiyorum gruplarımada gelemiyorum. sorunlarıma antoloji cevap veremedi ne yazık ...