ne çıkar üşümüşse gölgem...
ah dilim, benim aciz dilim!
dünün efkarını, öylece üstüme yığan
paslı dişlerimi ağartan, ipsiz uçurtması kirpiğimin
bazen cesur, bazen ürkek ünlemle yanımda gezinen
öyle keskin ki virajım;
gölgemin ayazında yürüttüğüm yıllarım var
ödünç ver yumağını ey acıların kadını*
çözülsün ipin;
ilmeğinin göçebe rengiyim, çözülsün ipin
belki geçer baş dönmesi
Yüklü bir taş gibi kuyusuna düştü
içimdeki ormanı tutuşturan bir avuç anı
karanlık suyunu döktüğü yerde gecenin
tasası yokmuş dünün, bilemedim
şahittir dudağımda çatlağını hissettiğim güz
kimi zaman derin kuyular açıyorum
acıdan süzülmüş yüreğime; sustukça birikiyor
biriktikçe çekiyorum arınmış suyunu
parmaklarımın hünerini sınayan bu maceram
bir haydut gibi yakıp meşalesini, ilerliyor
bir kıvılcımın hülyasından çaldığım düş...
gözlerin, bulutlardan dökülen
içime dar gelen mevsimlerin ateşinde
uçmaktan korlanmış kanatlarımı serinleten...
gözlerin, bulutlardan dökülen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!