Bir küfrün yansıması dudaktan
Safça bir görmezden geliş
Korkak bakışlar
Ve bu sebepsiz erken seviş
Yine hapsoluyor beden
Yorgunluğum sevgidendir
Her sabah uyanamayışım bundan
Saniyeler düğümlenir
İkimizi bağlar zaman
Sonra bir kapı aralanır
Ben yeşili sende sevdim
Sende gördüm yeşili
Omuzlarında duydum yosun kokusunu
Saçlarında portakal çiçekleri
Sarıyı yazında, beyazı kışında bildim
Yağmurda koşturmaktan
Ayakkabım su dolmuş
Soba önünde yanık
Bir koku çocukluğum
Sevmek nedir bilmeden
Dudakların dudaklarıma değmeyeli
Bilmem kaç satır oldu
Onca çalkantıdan arta kalan
Sen ben birde sevgimiz
Hem de öyle böyle değil
Yorgun bir kahvenin telvesinde gizli esaret
Kamufle ettiğimiz tüm kusurlar aslında fosforlu
Kandırmayalım kendimizi
Hayat simli değil, tozlu
Yağmur hep sonbahar kokmaz ki
Rengine atlanma yeşilin
Gömleğimin sol cebine akmış bir mürekkep lekesi adın
Kaç sudan geçirdim bilmezsin şu sefil kalbimi
Allı pullu deterjanlarla sildim dudaklarımı
Küfrettim tükürürken ''çakma sevdaları''
Aklıma kazıdım entarinin son motiflerini
Sen misin geceleri solumda hissettiğim
Yastığımın altından çıkarıp ellerini
Muzipçe öptüren bana...
Sen olabilir misin aynı eli sallarken ardımdan
Dimdik durabilen
Benim sevdiğim vedalar vardı
Hani buruk da olsa sen olduğu için güzel
Ve dağlar vardı
Benim aşamadığım
Seninse üzerinde perdeler
Ah bu gece yarıları
Ne korlar düşürür adamın içine
Yalnızlık en büyük zehir
Sağırlaştı mı kulaklar şiire
Gözler karardı mı aydınlığın peşine
Sorma gitsin…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!