Benim canım sıkın biraz
Sen can sıkıntısını bilmezsin
Seni aşan zümreye karışamazsın
Gönül yağmuruna sel kaptırırsın
Buda çığ akar döker
Mürekkebin kalemi maviye boyanacak
Ben her şeyi bir anda kaybediyorum. Önce kaderimi sonra bedenimi canlar çekişir toprak anında gelip geçer bu hayat bir imtihan be insanoğlu, Güzelce aşık kalmış bir öfkem varmış benim.
Düşün biraz insanoğlu...
Köhne bir köy damının
Derme çatma kapısına yaslanmış
Acıların sureti gözlerinde uslanmış.
Toy çağının baharında yaşlanmış.
Yazması al, ömür günü zor gelin.
Zaten şair öldü diyorlar.
Ölmedim yazar şair.
Ölmezdim kadim topraklara sarılmam
Beni özletir namluya beşer adımla göçer
Yakup başlar yazmaya nice han tahtı
bırakır
Her şey bir imtihan olsa
İnsan iki kat acı çeker
Ne para kalır hayata ne de can
Geride sadece beden gidiyir toprak
Ruh gider semaya...
Bana kendi dilinden bir şarkı söyle
Kimin adına olursa olsun
Yeter ki çığlığın senin olsun
Sesine dökülsün isyanın
Sesin sel olsun bağırsın
Bana birşeyler söyle
Biliyor musun
seni hergün ararım demiştin
vedalaşma anında
verdiğin sözü tuttun ya
inan çok mutluyum ben
Kalbim bir ışık gibi parlak,
Yıldızlar için umut çiceği olsun
Bu mor çiçek bende olacak
Çocukluk çok güzeldi...
Ah benim ellerim
Bir lokma ekmek için nasırlaşmış avuçlar
Ah kızlar sizi görünce yüreğim sızlar.
Hani o kıyılarında ıslandığımız şehir
Ataların sözü, yerini buldu
Bahârı beklerken, kış geri döndü.
Yakacak ne kazma, ne kürek kaldı
Garip/gurabalar, soğuktan dondu.
Güneşimi çalar, Şardağı aba(*)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!