...Ve
Sular kırıştı.
Beynimi uyuşturuyorlar
Sahibi belli olmayan rüyalar.
Gümüş tadında bir kahve
Ellerimde zambak kokusu
İçimde ince bir tılsım parladı
Geçti sonbaharın sesi
Ellerim kırmızı.
Martının kanadını kırmış çocuk, martı ağlamış
Çocuk aldırmayıp devam etmiş oyuna.
Günün rüzgar olduğu bir zamanda
Kan kokulu zehir çiçeklerinden bir hediye çalar kapımı.
Not: Martının kanatları.
İki küçük balık suyunu içer mi
birbirinde yüzmek için?
İki küçük balıkta yok böyle bir rüya.
Portakal rengi
iki küçük balık
Konuşmadan yürüsek bir yolu.
Gözlerimiz birbirine karışsa.
Çiçek kokuları ulaşıyor bir yerlerden.
Ses oluyorlar,
Sesizliği üzmeden büyüyorlar.
Başka yangındaydı
ve sana kalan
Onun yangınına sığınmak oldu.
Başka başka yangınlar
ısıtırken yüzünü
Bir sevgiyse bana sunduğun
Bunu tanımamazlıktan gelemem.
İçimdeki çocuğa seni anlattım.
Şimdi onun gözlerine kilitlenmiş,
Kuş savaşı bir rüyasın.
Güneş vuruyor gözlerimize.
Terkedilmiş değirmenler gördük yol üstünde.
O yalnız ağacın yaprakları için verdiğimiz savaşta
Ben seni eritiyorum.
Birkez daha sana çıkarsa yollarım
Sıramıza kâğıtlar bırakıyor hocalar
Doldurun diyorlar aşağıdaki boşlukları
Her boşluğu isminle doldurmak geçiyor içimden
İçimdeki boşluğu doldurmak gibi bir şey
Aklım gördüğüyle yetiniyor,
Kulaklarım bir hanın iki kapısı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!