O nerden bilecek sade bir geçiştirme cümlesimidir? Yoksa bu üç çetin kelime yıllara birikmiş olan baskı ve kontrol altına alma duygusunu da beraberinde mi getirir?
Doğruluk ekseninin öz benliği etrafında döndüğünü zanneden kimse Genç Adamı anlayamazdı.Anlayamadı da zaten.
Ah Genç Adam.Kelimede oynayan tezatı bünyesine nakşeden küçük çaresiz bedbaht.
Fikir kalıntılarının ortasında sancılarıyla ikilemi,haşin bilmece labirentini çözmeye uğraşmaktan çoğu zaman usanıp yılan ve pes etme aşamasında soluklanan bir Genç Adam portresiydi Büyük Ustanın ruhtan tene aktardığı can.
Etrafında dolanan riyanın perde aralığında,zayıf,çelimsiz elleriyle oturuverirdi satıra.Gece yarısı filizlenen,onu sahte dünyasından alıp mahremin dik ve doruk zirvelerinde acının ve yoğrulmanın son raddelerini yaşatan kalemi olmasaydı.O her gününü basit hegomonyaların iştahını tatmin için harcayacaktı.
ÖZGÜRLÜK
Satır aralığında gizli boranlar mı var?
Neden cezbeder beni,kara kuru heceler?
Ömrümün ufuğunu döner sananlar mı var?
Bir mıh gibi çakılı,dinmez,solmaz geceler.
Oysa alışmıştım ki,esaret bölgesine.
bugün ayrılışımızın yıldönümü
hasretin ızdırabın başlangıcı
hani oturduğumuz yer vardı ya akşamüstü gündönümü
ordayım yine kalbimde sen varsın aşkımın acımasız yargıcı
tutarsa bir gün yürek sancısı
Görünür ala revan olmuş bağda yalnız kızıl salkım
Dökülür kızıl salkımın çevresine binlerce haşmetli yıldırım
Azap ağısından katmerleşip, boyanırken şirin bağ kana
Yaraşır bir köşede ağlayarak dert yanmak bağbana
nazın ferhat'a feryat,kerem'e son amenna
harfin ilke başlangıç,hecen kalbe gök nazar
sutun saçın ruhuma iliklenen em rana
bakışın kalbe cefa,gidişin al intizar
senin aşın bir ağı zehirle zift mükemmel
yeter artık el sürme bırak masum insanları
kaç ademi kandırıp hayal yaptın İstanbul
yalan şöhret azamet zorladın imkanları
kaç bedbahtı yoluna ettin divane bir kul
hani gürleyen boğaz aşktan don tutan haliç
inceden yağmur yağıyor burada sessiz
seninle ben yani ikimiz
galiba mahşere kadar birleşemeyiz
kulaklarımda adın çınlıyor deniz
burda herkes şen gamsız ve kedersiz
kalplere dağılıp yer ettik sert esen haşin rüzgarla
her haykırışımızda umuda cevap verdi sema la
şer üstünde yüzen geminin bizdik şanlı son bendesi
dudağımızda siyaha vurulan ezgiler riyaların bestesi
bizim bir davamız var bizim bir inancımız
diner tüm acılarda sinmez bizim sancımız
nakşederiz dizeye kat kat perçemli hakikat
doymaz kalem surura etmez aza kanaat
Sen'i sözcüklerde aramak, harfinin manasını
Lugatten toplamak, sen'i duyguda.
Uzanıvermek boylu boyunca hayale
Geçip giden yılın hüznü bahane
Gerçek'ten bir berzah daha ötede
Sen'i sen'le, sen'i sensiz, sen'i bensiz yaşamak...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!