“...
zemzem olmalıyım
gönüllere akan damarlardan
çöl kaktüslerinin ben
iksiri olmalıyım
çatlak dudaklara tebessüm
sarı mevsimler soyunur içimde
hüznü giyindiğim vakit
yeni zamanlar uçurulurken gökyüzüne
güneşten parçalar koparıp
kendime aynalar edindiğim gün
atlasların mahreminde aranır
yaşam/
alın terinin özlemi
sabır soyluluğunun yansımaları olmalı
zamanın yüreğinde atan nabızlar
sıcak bir günde
bir güney şehrinde
mayın gibi
bir adam
yorgun bir kabine sığınır
I
mağaraya sızıyor
kaçamak bakışlarıyla maria
gözlerini dışarıda bırakarak
SEVİNÇ
I
bir bir dizildi kelimeler
ay işarete selam durduğunda
bitimsiz bir cümle oldum
sözün sükuta erdiği son erguvan faslında
I
yağmur eşliğinde yürüdüm
küçük adımlarla, telaşlı…
sırılsıklam yürüdüm
öksüz ahtapotları oldum denizlerin
seni ve gecelerini
bir de kelebeklerini andım erguvanım
ışığın aşka erdiği
son erguvan faslında
sevgiyi renginde taşıyan gül
denizi uyandıran vapur deliliğiyle tutuldum
hüzünlerimi çoğaltan büyüne İstanbul
ilkin kavi bir sütre biçildi
toprağın toprak kılındığı renkten
bulut ve deniz arasına işlenen suret
ertelenmiş sevdalarıma karıştı
milattan önce boşluğu kucakladığımda
güvençle
düşlerimin beynimi kemirdiği
kedilerin kulak kabarttıkları gece depreminde
yokluğun ötesine taşındım
bütün monatlardan uzak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!