Bir kusur görürsen dostunda
Yer göster
Gerekirse içine otursun.
Bir yer bulamıyorsan
Yerin dibine girsin.
Koku süründüm, içeriğini bilmiyorum
Tütsü yaktım, koku alamıyorum.
Yıkamıyorum üstüme sinenleri
Havalandırmıyorum da ayrıca.
Bile isteye incitmedim kimseyi
Neden imalarla yaklaşıyorlar,
Dün yanından geçtim
Kim bilir belki içinden geçtim
Seni yalnızlaştıran şehrinden
Doğrusu bencilleşmiş
Sevgisi öfkelenmiş
Gerçeği çamurlaşmış yüzünden geçtim
Yazın ateşindeyim
Şemsiyeler yırtık.
İnce dalları kolayca kırılıyor
Gövdeli ağaçların.
Ne garip!
Derim soyulurken
Eleğim toprağını taştan ayıklar
Kim neye kızar, neyi alkışlar?
Bazen anlamam
Bilirim ki
Ötekisiyim öteki dünyaların
Belki açık unutulmuş pencereyim
Toprak olurduk bazen
Çiçek açardık yol kenarlarında.
Sonbaharı düşünerek
Aslında hiç gereği yokken
İki mezar olduk sırlarımıza.
Olduk mu bilmem, sana sormalı!
Noktaların üstüne çizgi ekler hayat
İ'yi tersten okumuşum dersin.
Yalvarır işaretler, düşünmeni bekler gibi
Kendine gelemezsin.
İki büklüm soru işaretlerini
Ruhumu yıkar gibi döküldü
Yolunu bulmayan sular.
Unut dedim kendime
Umut yerine!
Ve kaçırdım hislerimi gözlerinden
İyiyim böyle.
Kaktüs gibi diken diken çoğaldım
İster avucunda sakla,
İster ağzında
Ne yaparsan yap acıtacak.
Atıp atıp duruyorum çektiklerimi.
Kalbim atıyor, hissediyorum.
Resimlere dönüşen güzel anlar,
Soyutlanır gibi siliniyorlar.
Şimdi ne yapsam aşksız,
Ne söylesem yalnızlığa varıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!