Ben her gece sana dokunurken
Uyanırım
Bilirim, ancak rüyadır sana dokunmak
Sonra her sabah yüzümü yıkarken
Yüzünü görürüm aynada
Her gece radyoları arıyorum
Bir perde çekmişler gözüme dünya diye
Görmez olmuşum ne faili ne gerçeği
Bir perde çekmişler gözüme dünya diye
Oyuncağı aldım unuttum ebeveyni
Güneş bu mu? Karanlıkta bir mum yakmışlar,
Horlanan göçmen çocuğuyum bu zamanın
Zilletle yaşasam da isyan edemem Allah var
Cüzzamlı bir kadındır düşünce ülkemde
Ve hırpalanır en kahir şekilde
İnkâr gayyası barbar limanı
Mermere yansır soğuk çehresi cahil halkımın
Ezeli yalnızdır Allah
Ve insan kronik ahmak
Bütün hayratlar kurumuştur
Sevda coğrafyası kurak havzalarla doludur
Zaman kambur ve topal mahluklar zamanı
Etobur sürtükler istila etmiş her yanı
Namütenahi bir havada
Şeyda bir güvercindir aşk.
Raks eder gibi can çekişir.
Evvel mesmû değildir hâli
Bazen vakûr ve sabûr
Bazen mecnun ve bî-huzûr
Arz bir öküzün boynuzlarındaymış, tevatür
Kadının öküze karşı son seddi, tesettür
Bir zındık demiş ki, insan insanın kurdu
Böylece insan yerine devlet kudurdu
Ben Laleli’de soğuk bir kaldırım
Bir yosma geçiyor üstümden
Belliki yeni sevişmiş
Bacakları yorgun, bacakları sıcak
Takılıp düşse de vücuduna sarılsam
Öpsem göğüslerinden
Bahar hiç bu kadar güzel olmadı
İçim kıpır kıpır
Yeniden tanışalım seninle
Yeniden başlayalım
Saçlarını uzat
Kızıla boyat
Bir İstanbul var bu şehirde
Sen istersen alır götürürüm seni maziye
Bir İstanbul var gözlerinde
Dalıp dalıp giderim her gece
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!