ŞAHİT OLDUNUZ MU ?
Siz hiç terk edilmiş bir kerpiç evin,
Ot basmış damında,
Mala’ya sitem ederek,
Ardıç ağacının yakasına yapıştığına şahit oldunuzmu?
Vardır herkesin bir hobisi.
Kiminin övülmektir gayesi.
Kiminin şöhrettir meselesi.
Benimkisi, bir aşk hikâyesi.
Yörem bir tiyatro sahnesi.
SAKLAMBAÇ
Eylül ayı saklambaç gibi.
Güneşi perdeleyen bulut,
Sofralardan bereket,
SAN
Hilali görünce, yıldız san kendini.
Kuruyan ağaçta, filiz san kendini.
Yarının belirsiz, yok san kendini.
Minnet sofrasında, tok san kendini.
Kıymetin bilinmez el gözünde,
Değerin yoktur, pazar yerinde.
Tellal çıkarsa da müzayedeye,
Paha biçilmez yerin gözümde.
Çingen gözü, parlak tenekede.
Göğsünde Ayyıldız kalbinde şuurun,
En yüksek mertebeye ulaştı nur un.
Kaderim, kaderin gibi onurlu olsun.
Cennette Peygambere komşu olsun.
Ben Türk’üm toprağımdır namusum.
Seyit Abdurrahman Erzincanî Hazretleri yöremin değeri.
Balabanı mekân tutmuş, gönüller almış, zamanın neferi.
Seyyid Erzincan-i Somuncu Baba Hazretlerinin kayınpederi.
İrşat görevi bitip terki diyar etti kabri memleketin nişanesi.
Fatihin hocası Ak Şemsettin, onun Hocası Hacı Bayramı Veli.
Kalmıyor hiçbir şey eskisi gibi,
Değişiyor işte;
Adım adım İnsan değişiyor.
Akşam sabah gönül değişiyor.
Gözden düşenin, yeri değişiyor.
Dayısı olanın makamı değişiyor.
SEVDİKLERİM
Memleketimde;
Akasya çiçeğinin,
Ceviz yaprağının,
Yağmurda toprağın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!