Her zaman başımızda dalgalan rahat rahat,
Uğrunda ölmek için bekliyoruz her saat.
Rengin bizim kanımız, rüzgârınsa canımız,
O tertemiz halinle aşığınız oğul, kız.
O' nun aşkı gözümün, akan iki çeşmesi,
Anneden ayrı kalmış, kuzunun meleşmesi.
Şu sırtlara baktıkça, ürperiyor tüylerim,
Bir hikmettir geçemem ayrılmıyor gözlerim.
Abidelerimiz ki, uzanırlar semaya,
İnsan baka kalıyor, onları anlamaya.
Zamanın içindesin, sen onu yaşıyorsun,
İsraf ettiğin her an, haddini aşıyorsun.
Kâinatta her zerreye,
Senin sanatın var Allah'ım.
Canlıdaki her hücreye,
Senin sanatın var Allah'ım.
Arza, semaya, küreye...
Arama beni,
Sakın sorma halimi,
Kaçır gözlerini,
Görürsün zannetme,
Bende yok,
Silinmiş izlerini.
Son nefesimde dilim,
Söylesin o cümleyi.
Gelsin sonra ruhumu,
Alsın ölüm meleği.
Secdeye eğilsin başlar,
Aksın gözlerinden yaşlar.
Tesbihdeyken dağlar, taşlar...
Kapan secdeye secdeye.
Mescid-i Nebi denince aklıma,
Gelir Hannane direği.
Resûl ondan ayyrılınca,
Neyledi Hannane direği?
Yeni minber yapılınca,
İhram giydim yolundayım,
Hacer-ül Esved'i selâmdayım.
Beytullah'ı tavaftayım,
Seni hayal ediyorum.
Merve- Safa' da saydayım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!