Bir cemre bekliyorum,
bir defada düşecek.
Bir cemre bekliyorum,
düşlerimi görecek.
Bir cemre bekliyorum,
belki kışın ortası.
Bir canlıki yaşıyor, sonunda ölecektir,
Olsa olsa sevinen, belki birkaç böcektir!
Solmayan, kokmayan çiçeklerin,
Ne çıkar güzelliğinden.
Ağlamayan gözün kıymeti kadar,
Gülmeyen yüz gibi.
Newyork' da gecenin ne kıymeti var?
Batmayan güneşin felâketini,
Periler bacalardan,
İniyorlar odama.
Bazı bazı uğrayıp,
Üflüyorlar sobama.
MEHMED’ İM
Doğunca sevindi annen ve baban,
Kazandı bir nefer o günden vatan.
Ondokuz yıl geçti sonra aradan,
Sana şimdi nöbet geldi Mehmed’im.
Karlı dağların başında,
Dumanların altında yaşadım.
Baharım, yazım olmadı,
Hep kışlarla boğuştum.
Bana kaldırımlarda yürümek,
Nasip olmadı.
İnsanlık sende doğmadıysa eğer,
Asla ölmez İstanbul' da.
Sen, medeniyet dünyasının,
Açık hava müzesi.
Nasıl ki dünyanın,
Nümunesidir insan,
Asırlardır sürdürdük, insanlık hizmetini,
O vefasızlar yiyor, kardeşimin etini.
Bu kadarla kalmadı sergiledi kinini,
Ahlâksızlığa boğdu, şimdi memleketimi.
Zaman zaman,
Ne zaman?
Ömür geçti,
Ne zaman?
Döneceksin,
Ne zaman?
Gaflet, hidayet derken, geçti gitti bir ömür,
Şeytan seni sömürdü, sen de şeytanı sömür!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!