Sen
Konuşmazken yalancı
Üç beş deniz dalgasının ardına saklanıp
Avucunda dikenli kestane
Çiçeğim diye yutturmana
Kandım
yılankavi dansçı kadınlar
bir azaldılar bir çoğaldılar
sabaha yakındı
belirdiler maslarda
seher tasviri gibiydiler ozanların
olmayan sinsi şuh kokuları gibi sulak bahçelerin
sevgilim
her ne ise usundaki
niye düşünürsün ki uzun uzadıya
duyur sevgini
al gözlerinden yüreğine
kesmedin bir tutam saçını
verip beni gurbete göndermeye
görem kimi zaman bir görümlük diye
inanın dostlar
iyi çiğ küfte yapardı
buram buram terlerdi
yeminle
tam göbeğindendi
tam ocağındandı
Beni
Ne doğuran sırtlayabildi diyorsun
Ne kazanıp önüme koyan
Ne denli bozuk bir zaman
Dayanman lâzım çocuk
Dayan
Babam söver
Anam çaresiz
Abilerden biri azman
Biri kendi derdinde
Yıllarca lastik kokusu çektik
Neyleyelim parayı pulu
Kötü bir sene oldu yeğenim
Kötü bir sene
Sana hep der hep söz verirdim
Umutlarını yitirme
Sakla en küçük de olsa geleceğe tasarılarını
Onlar seni yakalar can evinden ve tutup uçururlar ta ötelere
Ne büyük kötülük insana eziyet
İnsan olmak özdeşi gibi olmuşsa kötülüğün
Etraf dolu dolu
Dört gözlü
Beş kulaklı
Üç dilli zebanilerin cehennem bekçiliğinde
olup ta yükseklerde
coşkusunda uçuşmak sevginin
kanat çırpmak göğe
ve süzülmek yere
başkaldırmak asileşmek bazı
kaybolmak özgürlüklerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!