Çağırır beni karanlıklar
Güllerin yapraklarında kayıverir yaşamım
Güller ki içimde büyür
Dikenlerinin acısını çeker bütün bedenim
Izdıraplar kederler alır başını yürür
Çağırır beni karanlıklar
Üç Arkadaş
Uçsuz bucaksız yollar
Her yerinde ayak izim var
Kaçarken, ayağıma takılır dallar
Sarılırım bir ceviz ağacına
Sevgiyi Sevmek
Sevmek
En büyük kavram
Onu öğrenmek için
Geçilen uzun meşakkat yolunda
Varlık
Bir ömrün kayışı
Arının balında
Bir varlık arayışı
Yaşlı incir dalında
Biz zamanın kimsesiz öğrencileri
Gece başımda tıkırdayan çalar saat
Kolumda kol saati
Yan tarafta yatan Asımın parlayan mavi gözleri
O damız karanlığının sis lambaları
Biz beraber kaldırım taşarında yürürdük.
Kaldırımın taşlarını,
Sevdalılarımızı sayar gibi sayardık
O buğulu kaldırım taşlarında,
Saydıkça sevdalımızın yüzün görmeye çalışırdık.
Göremezsek ağlardık
Sen miydin karşımda duran, yoksa hayallerimi süsleyen tılsım mıydı anlayamadım. Utkum tutulmuş, dizlerimin bağı çözülmüştü. İşte karşımdaydın olayın şokunu üzerimden atamıyordum. Hep kendi kendime derdim “hayallerin inandığın müddetçe gerçekleşir”. Ama yinede insani duygularım vardı ve balık burcunun tüm özelliklerini taşıyordum. Sonra bir an dehşete kapıldım kafayı mı yedim diye düşünmeye başladım. Belli belirsiz bir sıcaklık sardı tüm bedenimi, karnımın içi alav alev yanıyordu. Neredeyse kusacaktım, farkında olmadan seni sınıfın kapısına kadar takip etmişim. Sonra kapı kapandı ne yapacağımı kestiremeden oracıkta kalakaldım taki Ali’nin koluma dokunuşuna kadar.
Alev alev gözlerin vardı, kısa buğday saçların zaman ince ince işlemişti seni. Hayallerimdeki periden tek farkın saçlarının biraz kısa olmasıydı. Ama hayallerimden daha güzel ve daha canlıydın. Akşama kadar uçsuz bucaksız hayallere daldım. Seninle arz-ı mevutun ortasın inmiştik, Kaf dağındaki ikna kuşlarıyla yetmiş bin diyar gezmiştik, sonra aynalı baba bize ney çalıp tatlı şarabıyla bizi kendimizden geçirmişti. Ve dudaklarımızdaki şiirler kendilerini zamanın akışına bırakmışlardı.
***
Hülyalı bakışlarınla ram eylersin beni sana.
Hepsi Aynı
Sarhoşum
Üzerime uzanan kadın elleri
Kirli dağınık bir oda içinde
Diğerleri gibi
Deniz suskun deniz karanlık
Bir ceset çıktı başı ayrık
Cinayete tek bir tanık
Denizde sallanan kayık
1997
Gecelerde beklediğim
Hayallerimi süsleyen rüyam
Sende mi, benim aradığım
Bulup ta kaybettim dünyam.
1997
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!