Üç kişi olalım gelin yaylayı gezelim
Yokuşları aşıpta Çatalşama çıkalım
Süleyman Ardıcı hadi selamlayalım
Gök seki ayrımı çeşmede sulanalım
İsterseniz sağa Gök Sekiye gidelim
Yeni bir dünya kurmak için, sen lazımsın
Gönlümce mutlu yaşamaya, sen lazımsın
Sen yoksun ya! , şu kara toprak karanlık
Güneş pırıltısı şavkarmaya, sen lazımsın
Mevtaların başında okumaya sen lazımsın.
Garaman toprağında hayli baş idim
Ne fakir ne zengin orta bir hal idim
Çatıp uzun dille huzurumu bozdular
Şuursuz bir kararıla orda kalamaz idim
Gayrı ben hiç dünyayı görmez idim
Tarif edemem güzelliğin izaha dilim yok
Anlatacak baş döndüren güzelliğin çok
Dile gelse tüylerim tahsil eylese de çok
Karamanın güzelliği söyle söyle bitmez
Maneviyat çok Aktekke camisine varana
Yirmiüçüncü name yazılmış han-ı Hanana
Büyükler tercüme edip gelmiş bu zamana
Dini ve imanı katiyen cahillerden öğrenme
Laftan, amelsiz ilimden kurtul der okuyana
Yüksek yaradılışlılar koysun kendini ortaya
Nemazı kılmalıdır nemazı nemaz gibi
Bi nemaz beyan ider bey- nemaz gibi
Nemazı kılmalı ki, yunmuş mevta gibi
Süratilen şimşek çakıp sıratı geçer gibi
Öyle neşeliyiz ki, girmez hesaba,
Bir ömür yazsam sığmaz kitaba
Öyle yükseldik ki, uçtuk havaya
Uzatsak elimizi uzanabiliriz ay’a
Koca ömrüm hasretiyle geçti köyümün
Vara vara vardım çok değişmiş bak hele
Eski adet yok, huyu değişmiş köylümün,
Yeni huylar edinmiş köylümüz bak hele
Dağda harab olmuş üzüm veren bağları
Yine deli gönlüm akıp gitti yaylaya
Mecalim yok dedim döndüremedim
İki çeşme gözlerim bakıp gitti sılaya
Sel olup coştu yine durduramadım
Anka kuşusun gözükmez ama uçarsın
Hasta olup, yatanlara bakuben
Her fikri ve düşünceyi, saluben
A hocam nece derde giriftarsın
Çaresizlik hângâhında, kaluben
Bağır yananda ilaç deva olur mu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!