Sen uçsuz bucaksız derya
Ben yelkenli misali
Güneyden kuzeye
Doğudan batıya
Nereye dilerse savuruyor dalgaların
Yüzüme tokat gibi vuruyor sadakatimi
Ellerine kına yakmış gül yüzlüm
Ele gelin gidiyor gönül sözlüm
Gözyaşın kana dönmüş kömür gözlüm
Zalım baban öldürdü ikimizi
Ben yolayım saçım başım ağlama
Dolmadı ömrümün çile defteri
Sıla nöbetinde gönül neferi
Yadel de seyyahım ruhum seferi
Yüzümü güldürmez bu zalim gurbet
Mor perde çektirir güneşe aya
Doğduğun gün başlar senden çalmaya
Azmeder ömrünü çekip almaya
Mapus çare değil ayrı kalmaya
Can için bilenmiş cellattır zaman
Nice çentik atar bin sayılara
Zamana bırakma sakın sana olan duygularımı
Bilmezmisin o zalim unutturur beni
Kırk yılda bir bile hatırlayamazsın
Sanma ki hakkımda konuşturur seni
İlâç derler ya adına yalan
Farkında olmadan uyuşturur seni
Zamana bırakma sakın sana olan duygularımı
Bilmezmisin o zalim unutturur beni
Kırk yılda bir bile hatırlayamazsın
Sanma ki hakkımda konuşturur seni
İlâç derler ya adına yalan
Farkında olmadan uyuşturur seni
Mahşeri yaşa ateşlere bürün
Elin yüzün solsun ihtiyar Görün
Bir mutluluk görme ömrünce sürün
Zannetme ah etmem yaptıklarına
Yüreği yananın ahı hep tutar
Silinmez kalbimden adı
Halâ dolmadı miyadı
O dünyamın eşsiz tadı
Bal'dı ama zehir şimdi
Hasreti benim kör kuyum
Umudum ayazda anadan üryan
Karanlık pusuda sarıldı her yan
Üç kuruş etmez bir sevda uğruna
Savruldum kül gibi ziyanım ziyan
Canımdan da öte can bildim onu
Sonsuzluğum diyerek and içiyordun
Yokluğuma alışman zor olmadı mı
Beni birgün görmesen can çekiyordun
Unutmaya çalışman zor olmadı mı
Hani bıkmaz beklerdin sen aşk kapımı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!