“Fil kükreyerek der ki: Halk isyanda her yerde
gürültü ve çığlık,
Bilmelisin sen, yürekli aslan,
heyecanın kusurunu.”
“Sakin ol! Dedi, aslan –
buna sadece sallarım yelemi.”
Yılan bir kardelen görür, sabahın güneşi ile
Bu güzelim çiçeği öldürür yılan zehri ile
Öyleyse deha; suçsuz yere acı çeker, zulüm görür,
Küstahlık, hasetçilerin en büyük ödülüdür.
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Kartal şahini döver, şahin ise kazları;
Timsahtan korkarlar turna balıkları;
Kaplandan korkar kurt, kedi ise yer fareleri
Her zaman güçlüler ezer zayıfları.
Rusçadan çeviren: Mehmet İmir
Kuğu ile alay etmek isteyen kaz,
Bir keresinde onu kirletir çamurla biraz,
Fakat kuğu suda yıkanır olur bembeyaz.
Kim kirlendiyse yıkansın..! Bir şey olmaz.
Rusçadan çeviren: Mehmet İmir
Çöker bahçeye bir sessizlik, ilkbaharın sisli gecesinde,
Öter bir garip yavru bülbül beyaz gülün üstünde,
Lakin bunu narin gül ne duyar, ne de anlar,
Ancak aşk türküsü içinde uyur gül, yaprağını sallar,
“Geçer mi acep şu başımdaki illet? ”
Diye sorar, aslan eşekten;
Eşek ise cevaben:
“Çar, sanki dünyada büyük kuvvet!
Ölmediğin sürece yaşarsın eskiden olduğu gibi,
Dört eder, iki kere iki.
Menekşe havaya aromasını saçar,
Kurt ise halka kin ve nefret kusar;
Kurt kana susamıştır, menekşe ise narin…
Her tür kendi içinde tabiatına uyar.
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Yüce dağlar arasında yürüdüm…
Berrak ırmaklar ve vadiler boyu…
Ve hiç kimseyi görmedi gözüm,
Bana bir tek şey söyleyip durdu:
Sevdiği sensin onun, sevdiğisin onun!
Geri kalan her şeyi ben unuttum!
Seninle ayrıldığım zaman
Saklamak istemiyorum ben
Seni çok sevmiştim o zaman
Ne kadar sevebildiysem ben.
Fakat ilk buluşmamıza sevinmiyorum
Çoktan unutulmuş bir ad
İçimi titretir aniden, yeniden.
Çoktan sönmüş içimdeki ızdırap,
Yok oldu aşk, çok önceden.
Utanıyorum öyle hantal yaşadığıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!